6 Temmuz, Pazar
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Anasayfa » “Doğaya Saldırının Olduğu Her Yerde Mücadeleyi Öreceğiz”

“Doğaya Saldırının Olduğu Her Yerde Mücadeleyi Öreceğiz”

5 Temmuz 2025
içinde Çevre, Röportaj, Yazılar
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsappTelegram
Google Haberler Google Haberler Google Haberler
ADVERTISEMENT

Munzur Çevre Derneği (MÇD) Yönetim Kurulu Başkanı Hatun Esen’le devam eden çevre mücadelelerini ve MÇD’nin politikalarını konuştuk. 

Yeni Demokrasi: Dünyada egemenler bir kriz yaşıyor. Bu krizin yansıması ezilenlere ve yaşam alanlarına daha fazla saldırı olarak karşımıza çıkıyor. Bugün bu ekolojik temelli saldırıları nasıl ele alabiliriz ve ülkemize nasıl yansımaktadır?

Hatun Esen: Emperyalist paylaşım savaşlarının yarattığı yıkımlar, insan kaybı, doğanın ve kentlerin yok oluşu devam ediyor. Bu yaşanan savaşlardan yıkımlardan ülkemiz de fazlasıyla etkileniyor. Bu etkilenmenin ekonomik boyutunun yanı sıra ekolojik yıkımlar da hızla devam ediyor. Ekonomik bir krizin içinde olanların doğamızı, yaşam alanlarımıza yönelik saldırıları günden güne artarak devam ediyor. Zengin yeraltı kaynaklarımızı yabancı şirketlere peşkeş çekerken halkın tapulu arazilerine el konularak kamulaştırıyor, inanç yerlerine iş makineleri ile giriliyor; Tokat’ta, Sivas’ta, Dersim’de ve daha birçok yerde olduğu gibi. Bu yıkımlar halkta derin travmalara yol açıyor. Bu ekolojik saldırıları ve yıkımlardan en çok kadınlar, çocuklar ve yoksul emekçi halk etkilenmektedir. Yaşam koşullarının ezilenler açısından daha da zorlu hale geldiği bu süreçte temiz su ve gıdaya ulaşım her geçen gün daha da zorlaşıyor. 

Resmi verilere göre AKP iktidarı döneminde 72 bin kez “ÇED (Çevre Etki Değerlendirmesi) gerekli değildir” kararı verildi. Tarım arazilerine, meralara, ormanlık alanlara, yer altı sularına, nehirlere, göllere, kıyılara geri dönüşü mümkün olmayacak zarar verecek olan projelere ÇED olumlu kararları veriliyor. Doğamız ve çevremiz devlet tarafından korunmadığı için daha fazla kâr etmek isteyen sermaye grupları bu alanlara yöneliyor. Özellikle son 20 yıldır ülkemizin madenleri, özellikle altın madeni adeta talan edilmektedir.

Yeni Demokrasi: Ülkemize yansımalarınızı tanımladınız. Sizin ve derneğinizin de dahil olduğu belli direnişler var. Bu direnişlerden Diyadin altın madeni ve Dersim Pomza madenine dair gözlemleriniz ve düşünceleriniz nedir? 

Hatun Esen: Ağrı Diyadin’e bağlı Mollakara’ya dikkat çekmek için ekoloji örgütleri ve yaşam savunucuları olarak Diyadin’e gittik. “Diyadin İliç olmasın” demek için sesimize yükselttik. Madenler sadece Diyadin’in ya da İliç’in sorunu değil, madenler sorunu bu coğrafyadaki su havzalarının tamamını kapsıyor. Fırat havzası Türkiye su kaynaklarının yüzde 61,5’ni oluşturuyor. Altın madeni sahası Murat Nehri ve kolları üzerinde bulunuyor. Mollakara (Melegere) köyü ve çevresi Murat Nehri, Diyadin, Ağrı ve Fırat su havzasını etkileyecektir. Diyadin’de halkla konuştuğumuzda hepsi tehlikenin boyutlarının farkında, ekonomik krizin bu kadar derinleştiği süreçte orada çıkarılan madenden kaynaklı çok sayıda hayvanın yaşamını yitirdiğini söylediler. İlerleyen zamanlarda maden bölgesinde bulunan köylerin boşalmasından, suların kirleneceğinden ve hastalıkların baş göstereceğinden endişeliler. Bize de “Maden açıldı siz geç kaldınız. Sessiz çığlığımızı duymadınız” diye sitem ederken bir yandan da ülkenin farklı yerlerinden gelen doğa savunucuları onları çok mutlu etmişti, çünkü birileri onların yaşam alanlarına sahip çıkmak için onca yolu kat edip gelmişti.

Diyadin yerelinde örgütlü bir gücün olmayışı bir eksiklik olarak görünüyordu. Birilerinin kendilerine öncülük yapmasını istiyorlardı. Bölgede geçimini hayvancılık, seracılık ve sıcak termal suyundan sağlıyor, güzelim kent madenden kaynaklı yeni göçleri maruz kalacaktır. Bölge halkı dilinden, kültüründen ve topraklarından ayrılmak zorunda kalacaktır. Yerel devrimci, demokrat güçlerin saldırılar karşısında ve bütün devlet aygıtını arkasına almış sermaye güçlerine karşı tek başlarına yeterli bir savunma gösteremedikleri yaşanan birçok direniş örneğiyle deneyimlenmiştir. O yüzden Diyadin’de de Kaz Dağları’nda da Dersim’de de verilen lokal direnişlerin genel direnişlere çevrilmesi elzemdir. 

Diyadin’de halkın toprağı, suyu, havası madenden kaynaklı kirlenip yok olurken Dersim Sekasur da Alevi inancının kutsal mekanlarını tehdit ettiği gibi geçmişlerini de geleceklerini de yok etmek isteyen sermaye sahipleri aynıdır. Dersim Sekasur bölgesinde yapılacak Pomza madenin işletmesinin yerelden birilerinin alması halkın yüreğine bir hançer gibi saplanmıştır. Geçmişte olduğu gibi ağacın kurdunun kendi içimizde olması bizim kabuk bağlayan yaralarımızın kanamasına neden olmuştur. Burada yapılacak patlamalar doğal dengeyi, su yollarını bozacak, Pomza maden ocağından çıkan toz yaşam kalitesini düşürecek, bitki yapraklarını kaplayarak solunumu ve fotosentezi engelleyecektir. Bizim de bileşeni olduğumuz Sekasur bölgesi için kurulan yerel direniş platformları çok değerlidir. Dersim’deki tüm kurumlar bu yereldeki bütün kurumlar tarafından desteklenip çalışmalarında yer almalıdır.

Bir kere ipin ucunu kaçırırsak Dersim coğrafyasında tehlikelerin boyutları artacaktır. Buradaki direnişleri örgütlü bir güce çevirip mücadeleyi büyütmek gerekiyor.

Yeni Demokrasi: Yeni bir genel kurul yaptınız ve yönetim seçtiniz. Ülkemizi ne bekliyor ve Munzur Çevre Derneği önümüzdeki sürece dair ne öngörüyor ne öneriyor?

Hatun Esen: Emperyalist kapitalist sistemin sonucunda zengin ülkelerde daha yüksek bir tüketim seviyesine ulaşılırken, bu tüketimin yarattığı olumsuz etkiler, çevre kirliliği, biyoçeşitlilik kaybı ve yerel toplulukların yerinden edilmesi gibi sorunlar yoksul ülkelerin üzerine yüklenmektedir. Ekolojik sömürü sürdürülmeyen üretim ve tüketim birimlerinin bir sonucudur. Bu süreç, halkların yaşam koşullarını tehlikeye atmaktadır. Ülkemizde devam eden ekolojik yıkımlara son verilmezse bizi ciddi sorunlar beklemektedir. Hava kirliliği, su ve toprak kirliliği ekosistemdeki dengeyi bozduğu gibi halkta da büyük salgın hastalıklar doğurmaktadır. Özellikle temiz içme suyuna erişim gitgide artacaktır. Ülkemiz tatlı su fakiri bir ülkedir. Özellikle ormanların yok oluşu dağların delik deşik edilerek çıkarılan madenler yüzünden sularımız hem kirletildi hem de azaltılmıştır. UNICEF tarafından 19.03.2023 tarihinde hazırlanan bir rapora göre Afrika’da 190 milyon çocuk temiz suya erişemiyor. Bu sebepten dolayı her gün bin çocuğun hayatını kaybettiğini belirtiyor. 

Yeni genel kurulumuzla birlikte üzerimize aldığımız görev ve sorumlulukların bilinciyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekoloji mücadelesini örgütlü ve ilkeli bir şekilde sürdürüp yıkımlara karşı hep birlikte set olacağımız bu süreçte yan yana omuz omuza mücadeleyi örmemiz gerekiyor. Bunun başka yolu da yöntemi de yok. Doğamıza ve yaşam alanlarımıza hep birlikte direnerek sahip çıkacağız.

Tags: DERSİMhatun esenMunzur Çevre Derneği
ShareTweetSendShareScanSend
Önceki Yazı

İHD: “Hasta tutsaklar Aktaş ve Gurban serbest bırakılsın”

Sonraki Yazı

Palestine Action “terör örgütü” ilan edildi

Related Posts

ÇEVİRİ

Kesişimsellik ve Proleter Bakış*

5 Temmuz 2025
Çevre

İbrahim Kaypakkaya’nın köyü yok olma tehlikesi altında

4 Temmuz 2025
Çevre

Tağar Çayı’nda kaçak HES inşaatına karşı bilirkişi incelemesi

3 Temmuz 2025
Çevre

Munzur Çevre Derneği’nden Sekasur direnişine ziyaret

2 Temmuz 2025
Çevre

Antakya yanıyor: Müdahale yetersiz!

1 Temmuz 2025
Yazılar

Yeni Anayasa Tartışmaları

30 Haziran 2025
Sonraki Yazı

Palestine Action "terör örgütü" ilan edildi

Hakkımızda

Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi; işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

2024 Yeni Demokrasi – Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi | işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
  • Tüm Haberler

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler

Copyleft 2020, dizayn yeni demokrasi
İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz:[email protected]