11 Temmuz, Cuma
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Anasayfa » Emperyalist Kriz ve Savaş Sarmalı

Emperyalist Kriz ve Savaş Sarmalı

10 Temmuz 2025
içinde POLİTİK - GÜNDEM, Yazılar
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsappTelegram
Google Haberler Google Haberler Google Haberler
ADVERTISEMENT

2008’den bu yana süren ekonomik kriz, çürümüş tekelci mali sermayeyi giderek daha yıkıcı bir mücadeleye ve bazı zorunlu sonuçlara itiyor. Birincisi, emekçi sınıfların daha ağır sosyal ve ekonomik kayıplara uğraması, kazanılmış haklarının gasbedilmesi ve artı-değer sömürüsüne odaklı saldırı paketlerinin ardı ardına devreye sokulmasıdır.

İkincisi, pazar alanlarında emperyalistler arasındaki mücadelenin, politik olarak daha da kızışmasıdır.

Üçüncüsü, politik ve askerî yoğunlaşmaya paralel biçimde dünya genelinde ihtilaflı bölgelerde gerginliklerin yeniden gündeme gelmesidir.

Dördüncüsü, politik gerginliklerin hızla askerî çatışmalara dönüşmesidir.

Beşincisi, tüm dünyada şovenist söylemlerin yaygınlaşması, halklar arasında düşmanlık tohumlarının ekilmesidir.

Altıncısı, savunma bütçelerinde görülen devasa artışlardır.

Emperyalistler, içinde bulundukları krizden çıkamayınca sömürüyü artırmakta ve pastadan daha büyük bir pay alabilmek için savaş kışkırtıcılığına yönelmektedir.

Emperyalist sistem yaklaşık on yedi yıldır çok saçaklı bir krizin içindedir. Bu süreç, aşırı üretim ve finansal bunalım arasında döngüsel bir sarmala dönüşmüştür. Emperyalist sermaye artık borçlandırma-borçlanma, spekülasyon ve aşırı üretimle biçimlenmiş bir fasit daireye sıkışmış durumdadır.

Emperyalistler uzun süredir resesyon sınırında seyreden bir ekonomik tabloyla karşı karşıyadır. Bu yıl ve önümüzdeki birkaç yılda ABD, AB, Japonya ve Kanada’da büyümenin yüzde 0,7 ila yüzde 1,6 arasında olması beklenmektedir. Krize kalıcı bir çözüm üretilemeyeceği nettir. Böyle bir ortamda küçülen pasta, hegemonya mücadelesine yansımakta; gerginlikler büyümekte ve savaş kışkırtıcılığı kendini Doğu Avrupa’dan Balkanlar’a, Orta Doğu’dan Afrika’ya, Kafkasya’dan Uzak Asya’ya kadar göstermektedir. 

NATO TOPLANTISI: SAVAŞ BÜTÇESİNİ BÜYÜT VE SAVAŞI KIŞKIRT!

ABD, hegemonyasını güçlendirmek amacıyla saldırgan ve savaşı kışkırtan bir çizgiye demirlemiştir, ekonomik ve politik ilişkileri yeniden düzenlemektedir. Rusya ve Çin’in hegemonyasını zayıflatmak ve onları kuşatmak ise temel yönelimidir. Son dört yıl içinde devletler arası çatışma ve savaş olasılığı körüklenmektedir. Önce Ukrayna kışkırtılarak Rusya sınırlarına kadar yayılan bir savaş durumu yaratılmış; son dönemde ise emperyalistlerin kanlı hançeri, “kirli işlerinin icracısı” Siyonist İsrail aracılığıyla İran’a saldırılmıştır. Pakistan-Hindistan, Azerbaycan-Ermenistan ve Sırbistan-Kosova arasında da askerî çatışmalar patlak vermiştir.

Trump, dünya savaşını engellemenin yolu olarak “zor yoluyla barış” formülünü öne sürmüştür. Ancak bu yaklaşım, savaşı önlemekten çok onu körükleyen bir çizgiye dönüşmüştür. Trump her ne kadar NATO’nun yapısını eleştirse de onu daha güçlü ve daha saldırgan bir askerî örgüt haline getirme hedefi belirginleşmiştir. Tüm NATO üyelerinin daha fazla silahlanması ve daha yüksek bütçeler ayırması tartışması, 25 Haziran’da Lahey’de yapılan zirvede resmen kabul edilmiştir. Bu kapsamda, 2035 yılına kadar üye ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasılalarının (GSYH) yüzde 5’ini savunma harcamalarına ayırması karara bağlanmıştır. Aynı toplantıda NATO’nun 5. maddesine de özel bir vurgu yapılmıştır. İran’a yönelik Siyonist-ABD ortak saldırısının bir ateşkesle sonuçlanmasının hemen ardından yapılan, “Washington Antlaşması’nın 5. maddesinde yer alan ‘birimize yapılan saldırı, hepimize yapılmış sayılır’ ilkesine sarsılmaz bağlılığımızı bir kez daha beyan ediyoruz” açıklaması, büyüyen savaş ikliminin açık bir göstergesidir. Bu vurgu, ABD ve NATO’nun savaş kışkırtıcılığını tırmandırarak sürdüreceğinin de işaretidir.

İRAN’A SALDIRI VE KURULMAYA ÇALIŞILAN YENİ DENGE

ABD’nin, Siyonist saldırganlığa 22 Haziran’da İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği hava harekâtıyla eşlik etmesinden hemen sonra bir ateşkes sağlanmıştır. Hemen ardından, İbrahim Anlaşmaları’nın kapsamının genişletilerek tüm Arap devletlerini içine alacağı ilan edilmiştir. Körfez ülkelerinden Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin (Mahmud Abbas hükümeti) ve Kuzey Afrika ülkelerine kadar tüm devletlerle bu anlaşmanın yapılacağı belirtilmektedir. Bu durum, Siyonizm’in “varlık sigortası” olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda, Uzak Asya’dan Avrupa’ya kadar uzanan enerji ve ticaret koridorunun politik güvencesi de sağlanmış olmaktadır. İran saldırısının hemen ardından ABD, Suriye’ye yönelik yaptırımları da kaldırmıştır. Halklar açısından bir geleceği bulunmayan Colani Suriye’si ise ABD’nin zincirinin istikrarsız ve belirsiz de olsa bir halkası olarak tanımlanmaya başlanmıştır.

ABD ve Siyonizm’in İran’a yönelik 12 günlük saldırganlığı, “sistemin zayıflatılması” ve “nükleer tehdidin bertaraf edilmesi” gibi gerekçelerle sonlandırılmıştır. İran’da hem ABD hem de Siyonist yönetim kendi “zaferlerini” ilan etmiştir. Oysa gerçekte olan, ABD’nin savaş kışkırtıcılığının tüm bölgeyi teslim almayı hedefleyen bir yönelime dönüştüğünün açıkça ortaya çıkmasıdır. ABD, özellikle emperyalist rakiplerine İran’la müzakere yürütürken bir yandan da askerî saldırganlık çizgisiyle mesaj vermeyi amaçlamıştır. Aynı zamanda, bölgesel planlarına uymayan güçleri bu yolla hizaya getirmek istemektedir. Bu gelişme Filistin, Lübnan, Suriye, Irak ve Kürdistan’ın tüm parçaları başta olmak üzere tüm bölgede çelişkileri daha da derinleştirecek, bölgesel savaşın kapılarını aralayacak yeni bir zemine işaret etmektedir.

Bu 12 günlük saldırganlık ve savaş durumu, İran ve İsrail başta olmak üzere tüm bölge ülkelerinde iç çelişkilerin seyrini de etkileyecek sonuçlar yaratacaktır. Egemen klikler arasındaki mücadele, bu süreçte daha da güçlenerek devam edecektir. Yaşanan, bir “zor yoluyla barış” süreci değil; tam tersine büyüyen çelişkiler ve keskinleşen savaş koşullarıdır.

EGEMEN SINIFLARIN BOĞAZLAŞMASI VE DEMOKRATİKLEŞME HAYALİ!

Türk hâkim sınıfları ise bu gelişmeler içinde iki eksende oluşan çatlaklara yoğunlaşmaktadır. Bir yandan egemen klikler arasındaki mücadele gün geçtikçe şiddetlenmekte ve bunun yarattığı gerginlik büyürken, diğer yandan bölgede ABD yönelimine uyumun bir gereği olarak Kürt sorununda mesafe kat etme çabası öne çıkmaktadır. AKP-MHP bloku tüm bu gelişmeleri daha fazla güç elde etmenin bir fırsatı olarak değerlendirmekte; CHP’yi boğmak ve felç etmek için hamle üstüne hamle yapmaktadır. Bir yandan CHP içindeki kavganın büyütülmesiyle parti zayıflatılmakta, diğer yandan yürütülen saldırıların içeriği toplumsal öfke ve tepkiyi artırarak sisteme duyulan güvensizliği derinleştirmektedir. Ortaya çıkan tablo, devrimci durumu olgunlaştıran ve sistemden kopma eğilimini güçlendiren bir sürece işaret etmektedir.

Siyonizm’in İran’a saldırısı, faşist diktatörlüğü Kürt meselesinde adeta ivmelendirmiştir. Silah bırakma ve PKK’nin feshi kararına rağmen, basit düzenlemelerde bile ayak direyen Türkiye Cumhuriyeti devleti, yaz ayı boyunca Meclis’i açık tutma kararı almıştır. Soruna dair bir komisyon oluşturulması ve görüşmelerin sıklaştırılması gibi adımlar da giderek daha belirgin hâle gelmiştir. Buna karşın gerilla alanlarına dönük kesintisiz saldırılar ve bu saldırılara karşı gerillanın verdiği yanıt, genel yönelimi sekteye uğratmamakla birlikte güvensizlik zemininin ne kadar güçlü olduğuna işaret etmektedir. Ancak mevcut gelişmelerin Türkiye’yi daha hızlı adım atmaya zorladığı da söylenmelidir. Temmuz, ağustos ve devamındaki aylarda bu süreçte somut ilerlemeler sağlanması beklenmektedir.

Ne var ki verili tabloda bu somut ilerlemelerin Kürt ulusal sorununda ulusal haklara dair elle tutulur kazanımlara yol açması oldukça zayıf bir olasılıktır. Amacı demokratikleşme olan bir sürecin, bölgesel savaş hazırlıkları ve derinleşen klik mücadeleleri koşullarında tutarsız ve güvensiz bir karakter taşıdığı açıktır. En küçük demokratik talep dahi şovenist tepkilerle ve polis-yargı baskısıyla karşılanmakta; basit bir karikatür, dinî gericilik üzerinden siyasal ve toplumsal bir linç kampanyasına dönüştürülmektedir. Derinleşen ekonomik kriz koşullarında, savaş için büyük ölçekli bütçeler hazırlanırken demokratikleşme adımlarının atılması bir yana, daha da güçlü bir faşist saldırganlık zemini yaratılmaktadır. Gerçekleşen de tam olarak budur.

Tags: emperyalistemperyalist savaş
ShareTweetSendShareScanSend
Önceki Yazı

Kenya’da süren eylemlerde polis saldırısı sonucu 31 kişi katledildi

Sonraki Yazı

Muğla’da köylülerden kırma-eleme tesisine karşı dava

Related Posts

Kadın

Kadının Beyanı Neden Esastır? -I

10 Temmuz 2025
Çevre

“Üreten Biz, Tükenen de Biz…”

8 Temmuz 2025
Çevre

Zeytin Yasası: Talanın Yasal Hali

8 Temmuz 2025
Çevre

“Doğaya Saldırının Olduğu Her Yerde Mücadeleyi Öreceğiz”

5 Temmuz 2025
ÇEVİRİ

Kesişimsellik ve Proleter Bakış*

5 Temmuz 2025
Yazılar

Yeni Anayasa Tartışmaları

30 Haziran 2025
Sonraki Yazı

Muğla'da köylülerden kırma-eleme tesisine karşı dava

Hakkımızda

Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi; işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

2024 Yeni Demokrasi – Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi | işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
  • Tüm Haberler

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler

Copyleft 2020, dizayn yeni demokrasi
İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz:[email protected]