Ocak ayından bu yana tutsak olan ESP MYK üyeleri Uğur Ok ve Okan Danacı yargılandığı davaların ilk duruşmalarında tahliye edildi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’na (SGDF) yönelik 21 Ocak’ta gerçekleştirilen İstanbul merkezli operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan Ok ve Danacı bugün görülen duruşmalarında tahliye edildi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen iki farklı duruşmada da savcı tutsaklar için tutukluluğa devam kararı istese de mahkeme heyeti tahliye edilmelerine karar verdi.
Uğur Ok hakkında açılan dava 11 Eylül 2025 tarihine, Okan Danacı hakkında açılan dava ise 9 Aralık 2025 tarihine ertelendi.
“SURUÇ’UN FAİLLERİ DEĞİL YARALILAR YARGILANIYOR”
Suruç gazisi olan Uğur Ok savunmasında şunları kaydetti: “20 Temmuz 2015’te Suruç Katliamı bu ülkede gerçekleştiğinde biz neler yaşandığını gördük. Bir tane çözüm süreci vardı, bu Suruç Katliamıyla sonlandırıldı. Peşinden Ankara Gar Katliamı geldi, orada da vardı. Havalimanı Katliamı yaşandı, orada da tesadüfen denk geldim. Bu ülke o süreçten beri çok kanlı bir döneme girdi ve bugün barış tartışılıyor.”
Suruç katliamının faillerinin 10 yıl boyunca yargılanmadığını, göstermelik tek bir sanıkla dosyanın kapatılmak istendiğini belirten Ok, “Suruç Katliamı aydınlatılmadı. Eğer Suruç aydınlatılsaydı diğer katliamlar olmayacaktı. Burada bir yargılama görmüyoruz” dedi. Öte yandan Suruç ailelerinin, yaralılarının adalet aradığı için yargılandığını kaydeden Ok, “Buna dur demek gerekiyor. Bu böyle gitmemeli” ifadelerini kullandı.
“Bu yargılama baştan sona çok mükerrer, çok kasti. Fikirlerimize, dünya görüşümüze dönük bir saldırı olarak ele alıyorum. Sosyalist parti faaliyetlerimiz önümüze getirilip konuluyor” diyen Ok, tahliyesini ve beraatini istedi.
“TUTUKLAMA SÜRECİ CEZALANDIRMAYA DÖNÜŞTÜ”
Okan Danacı ise savunmasında hakkındaki itirafçı beyanlarının da yalan olduğunu vurguladı. Bu beyanlar hakkında ortada hiçbir delil olmadığını, bu itirafçı beyanları nedeniyle daha önce de yargılandığını dile getirdi. Kendisi ikametinde olduğu halde operasyonda kendisi için BEKSAV’ın basıldığını hatırlatan Danacı, “Bunu da ciddiyetsiz buluyorum. Evimiz yurdumuz belli, sanki gizlenip saklanıyormuşuz gibi algı yaratılmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
Tutuklama sürecinin tam bir cezalandırmaya dönüştüğünü dile getiren Danacı, 8 Mart’ta Ankara’ya sürgün edildiklerini ve çok dar bir alanda, havalandırma hakkı gasp edilerek gökyüzünü görmeden aylardır tutsak edildiğini kaydetti. Aileleri ve avukatlarının da mağdur olduğunu belirten Danacı, tahliyesini ve beraatini istedi.
(HABER MERKEZİ)