Cumartesi Anneleri, 44 yıl önce gözaltındayken işkenceyle katledilen Proletarya Partisinin şehit düşen ikinci genel sekreteri Süleyman Cihan’ın faillerinin cezalandırılmasını istedi.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1061’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Cumartesi Anneleri ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle beraber 23 Temmuz’da hayatını kaybeden, Emine Ocak’ın fotoğraflarını taşıdı. Cumartesi Anneleri bu hafta 1981’de gözaltında işkenceyle katledildikten sonra intihar ettiği iddia edilen Süleyman Cihan için eylemlerini gerçekleştirdi.
Eylemde basın metnini Aysel Ocak okudu.
Aysel Ocak, 31 yaşındaki Süleyman Cihan’ın 29 Temmuz 1981’de İstanbul’a gelmek üzere bindiği otobüsün sivil polislerce önünün kesilmesiyle gözaltına alındığını ve savcılığa başvuran aile ve avukatlara gözaltında olmadığı yanıtı verildiğine dikkat çekti. Yetkililerin, Cihan’ın önce çatışmada sonra ise 6’ıncı kattan atladığını iddia ettiğini belirten Aysel Ocak, “Ailenin, avukatların ve tanıkların 85 günlük ısrarlı çabaları sonucunda gerçek ortaya çıktı: 29 Temmuz 1981’de gözaltına alınan Süleyman Cihan, İstanbul Emniyeti Siyasî Şube’de günlerce işkenceye maruz bırakıldıktan sonra öldürülmüş, cansız bedeni altıncı kattan atılarak intihar süsü verilmiş ve kaybedilmek amacıyla Zindanarkası Mezarlığı’nın kimsesizler bölümüne, ‘kimliği meçhul’ olarak gömülmüştü” diye konuştu.
“DOSYA ZAMANAŞIMIYLA KAPATILDI”
Olayı araştıran gazeteci Kürşat İstanbullu’nun polis tarafından tehditlere maruz bırakıldığı ve faillerin korunduğunu kaydeden Aysel Ocak, “Dosyanın yeniden açılması için aile ve avukatlar 2012 yılında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Süleyman Cihan’ın işkencede öldürülmesine ilişkin yeni deliller sunularak, faillerin şüpheli sıfatıyla yargılanmaları talep edildi. Deliller arasında, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın otopsi bulguları ve tıbbi verilerle hazırladığı rapor da yer aldı. Bu raporda, Cihan’ın ağır işkenceye maruz kaldığı ve altıncı kattan atılmadan önce öldürüldüğü net biçimde belgelenmişti. Savcılık bile Cihan’ın işkenceyle öldürüldüğünü kabul etmesine rağmen, dosya yine zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı” ifadelerini kullandı.
“BU ALAN HAKİKAT ALANI”
Ardından konuşan Süleyman Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan, “Kayıpların hikayesi hep birbirine benziyor. Yasakçı zihniyet ve cezasızlık. Eylemimizi maalesef 10 kişiyle ayakta kalma eylemine dönüştüren güçlere şunu söylüyoruz: ‘Yargı kararlarına uyun.’ Bu alan bizim hafıza merkezimizdir. Bu alan hakikat ve adalet alanımızdır” dedi.
“SON KAYBIMIZ BULUNANA KADAR”
Sonrasında Emine Ocak’ın kızı Maside Ocak annesini andı. Maside Ocak, “Sadece bu meydan değil karşımızdaki binalar, elektrik telleri, tellere konan kuşlar, çantasında getirip güvercinlere verdiği yem, her cumartesi buraya getirdiği karanfil, her cumartesi buraya astığı her bir fotoğraf ve sizler ve bizler tanığız ki; annemin direnci sadece bir siyasi tavır değil bir ahlaktı, bir vicdan çağrısıydı. Kayıplar benim vicdanımdır diyen annemizi uğurlarken acısını sabra, sabrı umuda dönüştüren, umudu direnişle ören annemize bir söz verdik: ‘Son kaybımız bulunan kadar vazgeçmeyeceğiz’ dedik” ifadelerini kullandı.
Ardından eyleme katılanlar ellerindeki karanfilleri Galatasaray Meydanı’na bıraktı.
(HABER MERKEZİ)