Asmin ve Rosa
‘’Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır’’
Bir yolu beraber adımlıyoruz şimdi seninle, önümüze çıkan gür ve sık ağaçların dallarını incitmeden ayırıp bize yol açan oluyorsun. Ardın sıra seni takip ederek yürüyoruz, kalbim ilk defa bu kadar sık çarpıyor ilk defa her adımımda gerçek mi diye sarsıyorum kendimi. Hızlı adımlarla ilerlerken her adımını izleyip peşin sıra geliyorum. Yamaçlı engebeli yolu arşınlarken bir ceylan misali hamleler yaparak ilerlediğin benzetmesini yapıyorum. Sonra birbirimizin gözlerine bakıp sustuğumuzda senin ilk gözlerin gülümsüyor sonra kocaman tebessümle bana bakıyorsun. Tıpkı bir ceylan gibi. Yeşil yazmanı başına sımsıkı sardığın, tütünü sarıp tüttürdüğün bir zaman. İşte yine sana dönüp baktığımda kocaman gülümseyişin. Hiç susmamı istemiyormuş gibi dinleyişin. Her susup sözü sana verdiğimde kocaman bir gülümseyiş ile karşı karşıya kaldığımda en sonunda konuşmayacağını anlayıp durumu kabulleniyorum. Sadece saniyeler arasında gözlerimizin derinliklerine bakınıp sessizce gülümseyerek geçirdiğimiz bir zamana dalıyorum şimdi. İşte o kocaman gülümseyişini anladığım bir zamandayım. O muzip bakışını çözümlediğim bir zamandayım. Beni gözlerinin derinliklerine götürüp gezdirdiğin, gezinirken kurduğum düşlerimi anlatamamak ne kadar acı verse de işte şimdi daha iyi anlıyorum gözlerini, gülümseyişini.
Asmin; Gökyüzü. İsminin anlamını bakışlarıyla anlatan Asmin. Ufkumuzu açıp gerçekleri gösteren Asmin. Tıpkı can dostu, yoldaşı Rosa gibi. Yüreklerini dağlara süren iki can yoldaş. Aynı lise sıralarından aynı yurt odalarına kadar yaşamı beraber göğüsleyen, kavganın tam ortasında hiç tereddüt etmeden dövüşen iki genç kadın. Daha erken yaşta çelişkilerin girdabında çelikleşen iki genç kadın. Kadın kurtuluş mücadelesinde haklı bir savaşın öznesi olarak patikaları arşınlayan iki genç kadın.
Bir yol alışın hikayesi. Bu yolda doğdukları andan itibaren öğretilen kadınlığı, örülen tabuları yıkıp reddederek yürüdüler… Genç yaşta kocaman bir dünyayı sırtladılar omuzlarına… İmkansızlık nedir? Onların dağları adımlayan inatları karşısında… Sabahlara güneş olmaya giden iki genç kadının hikayesi. Şimdi her sabah doğan güneş, gün yeniden aydınlanınca sizin soluğunuzu alacak, aydınlattığınız bu yolda güneşi karşılayacağız.
Şimdi defalarca “Zaman hala akıp gitmekteyken ve insanlık yok olmaya itilirken kendi acılarının hesabını yapmak kime kalır ki. Sana mı bana mı? Elbette hiçbirimize. Bize kalan, yok olmaya itilen yaşamımız için savaşmak, savaşmak…”
Bir Partizan Okuru