*Bu yazı 3 Ocak 2002 tarihli İşçi Köylü Gazetesi’nin 18. sayısından alınmıştır.
Gücüm halkın gücü direneceğim
Halkın gücü neymiş göstereceğim
Haykırıp türküler söyleyeceğim
Bunu böyle bilsin işkenceciler
Bundan tam bir yıl önce Cumartesi eylemlerinde böyle demişti Erol Volkan İldem, o zaman F tipi hapishanelere karşı protestoların yükseldiği Galatasaray Lisesi önünde başlayıp Emniyet Müdürlüğüne uzanan işkenceler karşısındaki direnişinde… F tipi hapishanelere karşı yapılan protestolarda önemli bir yere sahip olan Cumartesi Eylemlerinde ilk haftadan itibaren hücrelerin asla kabul edilmeyeceği, içerde dışarda hücrelerin parçalanacağı haykırılıyordu. Bu direnişin dışardaki öznelerinden biriydi Erol da… Devletin devrimci tutsaklar şahsında tüm toplumu teslim alma saldırısı olan hücre saldırısına tutsak yakınları, devrimci demokrat duyarlı insanların içinde yer alarak faşizme militanca karşı koyuşuyla “işte tam bir Partizan” dedirtiyordu yoldaşlarına, dostlarına…. O dönemler yalnızca 17 yaşında olan Erol, tam bir yıl sonra F tipi zindanlara karşı başlatılan ölüm orucu direnişine Tekirdağ zindanından ses verdi. Dışarda haykırdığı “içerde dışarda hücreleri parçala” sloganının bir yıl sonra içerdeki öznesi durumuna gelmişti şimdi Erol. Ve yaşamın hücreleştirilmesine karşı başlatılan ölüm oruçlarında biran önce yeni çıkartılan ekiplerde yer alabilmek için yüreği coşkuyla kabardı. Ateşin tam da ortasında 6. Ölüm Orucu ekibinde yer aldığında yüreği kabına sığmıyordu. “Gücüm halkın gücü bunu böyle bilsin işkenceciler” diye haykırarak halkın yıllardır birikmiş öfkesi, kini ve coşkusunu kuşanıp atıldı direnişi en ön saflarda göğüslemek için. Ve şöyle de vam etti sözlerine…
Celladın bıçağı diriltir beni
Yaramın üstünde yürütür beni
Halkım için ölmek yüceltir beni
Bunu böyle bilsin işkenceciler
Evet bunu böyle bilsin devlet; büyük duvarlar ardına kapattığı yüzlerce siyasi tutsak bir kez daha ölümü küçülterek yeniyordu; halkının yüreğine taht kurarak, geleceğe uzanan umut köprüsünde destansı direnişler bırakarak…
Erol da yalın bir sevdayla direnişe tereddütsüzce atılanlardan yalnızca biriydi. Direnişi içerde ve dışarda büyütenlere güzel bir örnek sadece…..Ölüm Orucu direnişinde 150’li günlere ulaştığı şu günlerde hücre hücre eriyen bedeni, insanlık onurunun asla tutsak edilemeyeceğini, insanın asla hücreye sığamayacağını Erol’un coşkulu yüreğinde bir kez daha görüyoruz…
Erol Volkan İldem (Nubar) anısına: https://www.youtube.com/watch?v=YLcn15EVGQw