ANKARA – Ankara’da polis engeline rağmen milliyetçi faşist katliam protesto edildi.
Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Konya’nın Meram ilçesinde Kürt aileye dönük katliamı protesto etmek için Çankaya Belediyesi önünde bir araya geldi. Kitlenin açıklama yapmasına izin verilmezken, kitle Halkların Demokratik Partisi (HDP ) İl Örgütü binası önüne doğru yürüyüşe geçti. Kitle sık sık “Direne direne kazanacağız” “Katil devlet hesap verecek” sloganları eşliğinde HDP binası önüne geçti.
BİBER GAZIYLA SALDIRI
“Katil devlet hesap verilecek” sloganları atan kitleye polis biber gazı ile saldırdı. İl Örgütü binası önüne gelen kitleye polis ikinci saldırıda bulunurken, gazetecilerin çekim yapması ise engellendi.
Polis müdahalesini çeken Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Delal Akyüz, polisler tarafından biber gazı sıkılan demiri kafasına vurularak darp edildi. Arından gazeteciyi yere yatırarak darp eden polisler ardından Akyüz’ün telefonuna el koydu. Çektiği fotoğrafları silen polisler ardından gazeteciyi serbest bıraktı.
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri Konya’nın Meram ilçesinde Kürt aileye dönük ırkçı saldırıda 7 kişinin katledilmesine ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Emek ve Demokrasi Güçleri adına, HDP il yönetiminden Hüseyin Gökoğlu okudu.
Dedeoğulları ailesinin daha öncede ırkçı saldırıya maruz kaldığını belirten Gökoğlu, ırkçı saldırıda bulunan tüm saldırganların, “Tutuklama tedbiriyle istenen maksat hasıl oldu” ifadesi ile mahkeme tarafından tahliye edildiğine vurgu yaparak, “Evet, dün de gördük ki; istenen maksat hasıl oldu! 30 yıldır Meram’da yaşayan Kürt aile katledildi. Katliam, göz göre göre planlanmıştır. Tüm bu süreçte yer alan bütün kurumlar katliamın ortağıdır. Yine Meram ilçesinde yaşayan bir başka Kürt aileye yönelik, 21 Temmuz tarihinde faşist bir saldırı daha gerçekleştirilmişti. Bu saldırıda da Hakim Dal yaşamını yitirmiş, onlarca insan yaralanmıştı. Saldırıdan sonra gözaltına alınan 40 kişiden 39’u serbest bırakıldı. Dün akşam saatlerinden itibaren, başta Süleyman Soylu olmak üzere devlet kanadından yapılan açıklamalarda saldırının iki aile arası husumetten kaynaklandığı, ideolojik saiklerle gerçekleştirilmediği, arazi kavgası olduğu söylenip duruluyor. Yıllardır duyduğumuz yalanlar” dedi.
Orman yangınlarının başlama sebebini Kürtlere bağlayanlar ve Kürt halkına sayısız katliam yapanların bugün diğer halkları Konya’daki ırkçı saldırının “adli bir vaka” olduğuna inandırmaya çalışıldığına dikkat çeken Gökoğlu, “Sakarya’da telefonla Kürtçe konuştuğu için katledilen Kadir Şakçı, Ankara’da Kürtçe müzik dinlediği için katledilen Barış Çakan, İstanbul’da Kürtçe şarkı söylediği için katledilen Selim Serhed de arazi kavgası nedeniyle mi öldürüldü? Hrant Dink katledildiğinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan, 10 Ekim Katliamı yaşandığı dönemde İstihbarat Daire Başkanı olan ve istihbarat bilgisini katliamdan sonra paylaşan, günümüz Konya Emniyet Müdürü Engin Dinç’e soruyoruz, Hrant Dink de mi arazi kavgası nedeniyle öldürüldü? Deniz Poyraz’ın katili de psikolojik problemleri nedeniyle mi HDP İzmir İl binasına saldırarak Deniz Poyraz’ı katletti?” diye sordu.
ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
“Biz ülkücüyüz, Kürtleri burada yaşatmayacağız”, “Tutuklama talebiyle istenen maksat hasıl oldu”, “Ben bu aileye kefilim”, “Sıradan bir olay”, “Arazi kavgası” diyenlerin bu katliamın ortağı olduğuna vurgu yapan Gökoğlu, son olarak şunları kaydetti: “Bizler, tüm bu saldırılara karşı ezilen halkların özgürlüğü için mücadelemizi büyütecek, bu katliamları hep birlikte durduracağız. Irkçılığa ve Faşizme Karşı Omuz Omuzayız. Ezilen halkları, bu faşist saldırılara karşı direnişi birlikte örgütlemeye çağırıyoruz” ifadelerinde bulundu.
