Hollanda merkezli bisiklet üreticisi Accell Group’un Türkiye’deki tüm faaliyetleri Nahita Holding bünyesine geçti. 62 yıllık yerli marka Bisan Bisiklet’in de sahibi olan Nahita Holding, Accell’in Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan fabrikasını tüm haklarıyla satın aldı.
Accell Bisiklet fabrikasında çalışan Birleşik Metal-İş Sendikası üyeleri, düşük ücret ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle bugün (11 Temmuz) greve çıktı. İşçiler, yüksek enflasyon altında ezilmemek ve haklarını korumak için mücadele ettiklerini belirtiyor.
Birleşik Metal İş Sendikasını grevi şu açıklamayla duyurdu:
“Sendikamız 2022 yılında Accell Bisiklet işyerinde örgütlenmiş, yürütülen toplu pazarlık süreci sonucunda ilk dönem toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır. İşyeri için 2’nci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 27 Ocak 2025 tarihinde başlamıştır. 27 Mart 2025 tarihinde uyuşmazlık tutanağı tutulmuş, ardından arabulucu süreci işletilmiş, 16 Mayıs 2025 tarihinde arabulucu raporu taraflara ulaşmıştır.
Bu süreçte sendikamız, masada anlaşma sağlanması için tüm yapıcı yaklaşımını göstermiştir. Ancak işveren tarafından üyelerimizin kabul edeceği bir ücret ve sosyal haklar teklifi sunulmamıştır.
Ayrıca, ikinci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken, işyerinin satış işlemi sonuçlanmış ve Amerikalı yatırım şirketi KKR & Co’ya ait Accell Bisiklet’in, yerli sermayeli Nahita Holding bünyesindeki Bisan Bisiklet’e devrine ilişkin süreç, 19 Haziran tarihinde Rekabet Kurumu tarafından onaylanmıştır.
Şirketin yeni işvereni, devir işleminin hemen ardından yaptığı açıklamada işyerinde küçülmeye gideceklerini duyurmuş, ihracat rakamlarının düşük olduğu bahanesiyle üyelerimizin de içinde bulunduğu 100’ün üzerinde işçinin işten çıkarılacağını bildirmiştir.
Accell Bisiklet işçileri, bu işyerinde yıllardır emek vererek fabrikayı büyütmüş, üretimi artırmış, firmanın ihracat başarısına katkı sunmuştur. İşyerinin el değiştirmesi Accell Bisiklet işçilerinin hakkını, emeğini, geleceğini yok saymak anlamına gelemez.
Satın alma sürecinde sendikamız uzlaşmacı bir tutum sergilemiş, toplu iş sözleşmesinin müzakere yoluyla çözüme kavuşması için her türlü iyi niyeti göstermiştir. Ancak işveren tarafı, hem toplu sözleşme görüşmelerinde kabul edilebilir bir ücret ve sosyal haklar teklifi vermemiş hem de küçülme adı altında işçi kıyımına yönelmiştir.
Accell Bisiklet işyerinde sendikamızın örgütlendiği dönemde 500’ün üzerinde çalışan bulunmaktaydı. Bu işyerinin büyümesi, üretimin artması ve ihracatta önemli başarılara imza atması, doğrudan üyelerimizin emeği, alın teri ve fedakârca çalışması sayesinde mümkün olmuştur.
İşyerinin bu büyümesi, şirketi sektöründe güçlü ve cazip bir konuma taşımış; nihayetinde bugünkü satış sürecinin de önünü açmıştır. Yani Accell Bisiklet, üyelerimizin yıllardır verdiği emeğin ve katkının bir sonucu olarak devralınmaya değer görülmüş, yeni patronları için cazip hale gelmiştir.
Ancak bugün gelinen noktada, şirketin değerini artıran işçiler cezalandırılmak istenmektedir.
İçinden geçtiğimiz ekonomik koşullarda işçiler yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edilemez. Yüksek enflasyon, artan yaşam maliyetleri karşısında üyelerimizin insanca yaşayacak bir ücret ve güvence talebi en temel hakkıdır.
Bugün içinde bulunduğumuz durumun tek sorumlusu işverenin çözümden uzak yaklaşımıdır. Sendikamız, işyerinde hem toplu sözleşme haklarımızı hem de iş güvencemizi korumak için son çare olarak greve çıkma kararı almıştır.
İşverenden beklentimiz açıktır:
- Toplu sözleşme sürecinde kabul edilebilir bir ücret ve sosyal haklar teklifi vermesi,
- İşten çıkarmalara son vermesi.
Sendikamız, üyelerimizin haklarını ve geleceğini korumak için her türlü mücadeleyi kararlılıkla sürdürecektir. Grev hakkımızı en güçlü şekilde kullanacağız ve Accell Bisiklet işçilerinin haklarını alana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Hakkımız olanı alacağız! Biz kazanacağız!”