ANKARA- Ankara’da kadınlar 25 Kasım Kadına yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele günü için Yeni Demokrat Kadın’ın bileşeni olduğu Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla Çankaya Belediyesi önünde bir araya geldi. Eylem alanını ablukaya alan polis kadınları iki ayrı yerde sıkıştırarak kitlenin bir araya gelmesini engelledi.
Yürüyüş gerçekleştirmek isteyen kadınlar polis ablukasına karşı bir saatten fazla “Geceleri de Sokakları da Alanları da Terk etmiyoruz!”, “Barikatı Aç!”, “Yükselt yükselt! İsyan Sesini Yükselt!”, ”Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz!” sloganları ve zılgıtlarla direndi. Saldırı hazırlığı yapan polis yığınına karşı kadınlar barikata yüklenerek cevap verdi. Bu sırada fenalaşan bir kadına alanda bulunan sağlık emekçisi kadınlar müdahale etti. Tüm saldırılara rağmen Çankaya Belediyesi önünde Ankara Kadın Platformu adına basın açıklaması gerçekleştirildi.
“Diktatörlüğe karşı direnen ve katledilen Mirabel Kardeşler ölümlerinin 60. Yılında bıraktıkları mirasla kan ve şiddetle beslenen diktatörlere karşı verilen mücadelede tüm dünya kadınlarına ilham olmaya devam ediyor.” şeklinde başlayan açıklama “Yaşadığımız coğrafyada tarih boyunca etrafımızı kuşatan erkek şiddeti, AKP iktidarının kadın düşmanı politikaları pandemi sürecinde de artarak devam etti. Hiçbir koruma ve önlem planı yapılmadan evlerde şiddetle baş başa bırakıldık. Hem ücretli işi hem ev işlerini hem de çocuk bakımını üstümüze yıkıp makine gibi çalışmamızı istediler… Cezasızlık politikalarıyla şiddet faillerine cesaret verilirken, salgın bahanesiyle geçirilen infaz yasasıyla failler salıverilerek ödüllendirilirken, mücadelemizin kazanımlarından olan İstanbul Sözleşmesine yönelik tüm saldırılara ve kadınları aile kurumunun içine hapsetmeye çalışan yasalara rağmen biz kadınlar direnmeye devam ediyoruz ve mücadelemizle sesimizi çoğaltıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından Rojava’ya, Arjantin’den İran’a, Hindistan’dan Polonya’ya, Suudi Arabistan’a kadar kadınlar; emekleri, bedenleri ve yaşamları için mücadele veriyor. Seslerimiz birbirine karışıp yükseliyor. İsyandayız!” sözleriyle devam etti.
“Erkek egemen devlet, tüm organlarını katletmek ve katilleri korumak için seferber ediyorken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı da ‘kadın cinayetlerinin abartıldığını’ iddia ediyor. Yıllardır erkek şiddeti kamusal alandan özel alana bir denetim aracı olarak kullanılıyor. Erkek egemen sistemin sürdürücüsü olan AKP iktidarı ile birlikte erkek şiddeti artarak adeta yönetim biçimi haline getirilerek kampüslerde, hastanelerde, adliye koridorlarında, iş yerlerinde ve yaşadığımız evlerde kullanılmaya devam ediyor…
Pandemi ile birlikte toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlik ve şiddet gittikçe derinleşmekte, ev içi şiddet artarken görünürlüğü azalmakta. İşten çıkarmalar başlayınca işten ilk çıkarılanların kadınlar olması tesadüf değil. Kadınlarla erkekler arasındaki gelir eşitsizliği büyüyor. Evden çalışanlarımız bitmeyen bir mesainin içinde, görünmeyen ev içi emeğimiz aile bireylerinin bakımının da eklenmesiyle çifte bir sömürü altında. Pandemiyle birlikte derinleşen ekonomik krizin sorumlusu biz değiliz, krizin biz kadınların omzuna yüklenmesine izin vermeyeceğiz!…
Kürt halkına karşı da uyguladığı özel savaş politikalarıyla taciz, tecavüz ve çocuk istismarını Musa Orhan örneğinde kanıtlandığı gibi Kürdistan’da devlet eliyle yaygınlaştırıp koruyor. Tecavüzcü uzman çavuşu koruyan devlet bilmelidir ki, kadınların elleri her zaman yakanızda olacak. “
Açıklamada, ölümsüzleşen kadın savaşçıların cenazelerine yönelik işkencelere dair “Türkiye ve Kürdistan’da erkek egemen devlete karşı özgürlük mücadelesi veren kadınlar katlediliyor, Adli Tıp Kurumu’nda yaşanan işkenceler ise tamamen insanlık dışı bir hal alıyor. Aylarca cenazeleri vermeyen devlet işkenceyi aileler üzerinden sürdürmeye devam ediyor. Savaş devlet tarafından kadın bedenleri parçalanarak, işkence edilerek, sokak ortasında sergilenerek sürdürülüyor. Devletlerin kadınlar üzerinden uyguladıkları özel savaş politikalarına karşı birleşik kadın mücadelemiz büyüyor ve sesimiz daha güçlü yankılanıyor.” ifadelerine yer verildi.
Açıklama 25 Kasım sürecini örgütleyen kadınların süreç boyunca yaşadıkları polis tacizinin teşhir edilmesi ve mücadele çağrıları ve iki saate yakın süren eylem açıklamanın ardından kadınların sloganları ve zılgıtları ile son buldu.