15 Ağustos, Cuma
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Anasayfa » Asgari Ücret (Sefalet Ücreti) Sahnesi Hazır!

Asgari Ücret (Sefalet Ücreti) Sahnesi Hazır!

30 Kasım 2021
içinde Emek, Yazılar
asgari ucret ddsb scaled 1 scaled

asgari ucret ddsb scaled 1 scaled

Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsappTelegram
Google Haberler Google Haberler Google Haberler
ADVERTISEMENT

AKP iktidarı her ne kadar “çalışanları enflasyona ezdirmediklerini, ezdirmeyeceklerini” söylemelerine ve “ekonomimiz şahlanıyor” nidalarıyla fütursuzca yalan söylemelerine karşın son 20 yılda; özellikle 2016 yılı sonrasında asgari ücretle çalışan işçiler çok derin bir yoksullaşma içindeler. Tek tip asgari ücret belirleme kriterlerinin ortaya çıkışına baktığımızda 89 yılı özel bir önem arz eder. 1980 sonrası emperyalistlerin yani uluslararası sermayenin “ihracata dayalı model”i ile iş gücünde yaşanan nispi artış ve neoliberal ekonomik politikaların (ki özellikle özelleştirme-taşeronlaşma saldırılarıyla) uygulanmasıyla üretim alanı da buna göre dizayn edilmiştir. Asgari ücretle çalışanların oranının günümüze kadar yıldan yıla artması, tüm işçilerin ücretlerine etkisi bakımından da düşünüldüğünde sermayenin ve devletin işleri ve keseyi çok sıkı tutması gerekiyor (!) 

Türkiye’de asgari ücret anayasa, iş kanunu ve bu kanun gereği uygulama yönetmeliği çerçevesinde yasal altyapısı tamamlanmış bir niteliğe sahiptir. Asgari ücret, işçi ve patron temsilcileri ile devlet yetkililerinin oluşturduğu Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından ve ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum, ücretliler için geçinme endeksleri, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumu ve geçim şartları göz önünde bulundurularak en geç iki yılda bir belirlenmektedir. (Asgari Ücret Yönetmeliği, 2004:md.7). Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 15 üyeden oluşmaktadır. Bu üyeler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından iki temsilci, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) temsilcisi, Hazine Müsteşarlığı temsilcisi, Kalkınma Bakanlığı temsilcisi, bünyesinde en çok işçiyi bulunduran en üst işçi kuruluşunun değişik işkolları için seçeceği beş temsilci ve bünyesinde en çok işvereni bulunduran işveren kuruluşunun değişik işkolları için seçeceği beş temsilciden oluşmaktadır (Asgari Ücret Yönetmeliği, 2004:md.8). Komisyon kararları kesin olmakla birlikte, kararlar Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmektedir. Objektif değerler baz alınarak yapılan bir “ücret belirleme”den ziyade sendikaların etkisinin hiç olmadığı, esasta patronlar ve devlet tarafından belirlenen hatta dayatılan adeta bir “sefalet ücreti” belirleme süreci vardır.  

TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması verilerine göre, 2003’te kayıtlı çalışanların sadece %10’u (742 bin kişi) asgari ücretliyken, 2017’de %23’ü (3,3 milyon kişi) asgari ücretli olarak çalışmaktadır. (Aslan, 2019:157). 2017 SGK verilerine göre, asgari ücret ve asgari ücretin yüzde 10’u civarında ücret alanların toplamı 7,4 milyondur. Bu sayıya asgari ücretin altında ücret alan 1,8 milyon işçi sayısını da eklediğimizde, asgari ücretin altında ve asgari ücrete çok yakın ücret alanların sayısı 9,2 milyona yükselmektedir. Asgari ücretin yüzde 15 fazlası ve altında ücret alanların sayısı ise 9,9 milyona yaklaşmaktadır. Günümüzde asgari ücret ve civarında ücret alanların sayısı hızlı bir şekilde artarken asgari ücret ile ortalama ücret arasındaki fark da azalmaktadır. Örneğin 2007’de ortalama ücret, asgari ücretin 2,1 katı iken 2018’de 1,5 katına gerilemiştir. Kadın işçilerde bu oran 1,24 ile daha da düşüktür. İşçiler içinde asgari ücret ve altında maaş alanların oranı yüzde 60 civarındadır ve bu haliyle bazı Avrupa ülkelerinin yaklaşık 7 kat üstündedir.

Yarı-sömürge ekonomik yapısına paralel uluslararası sistemde ucuz iş gücü ülkesi olarak konumlanan Türkiye, AKP iktidarı tarafından özellikle son 20 yılda dünyanın en büyük “ucuz iş gücü cenneti” ülkelerinden biri haline gelmiştir. Gelir dağılımı adaletsizliğinde Avrupa’da Slovenya ve Çekya ile birlikte ilk 3 arasında yer almaktadır. Türkiye, işçi ve emekçilerin üretilen milli gelirden aldıkları payı bakımından gitgide azalan bir eğriyle yine Avrupa’da en düşük asgari ücret belirleyen son 3 ülkeden birisi.

2016 başında Türkiye’de brüt asgari ücretin karşılığı 518 euro’ydu. Bugün ise bu rakam 317 euroya kadar düştü. Geçen 20 yıllık süreçte asgari ücret sadece döviz karşısında değil altın ve enflasyona karşı da büyük ölçüde değer kaybetti. Türkiye’de brüt asgari ücret olan 3 bin 577 TL’den yaklaşık 1.019 TL kesinti yapılıyor. Bunlar içinde sigorta primi, işsizlik sigortası primi, gelir vergisi ve damga vergisi var. Bu kesintilerin ardından bekâr bir asgari ücretlinin eline net 2 bin 825 TL geçiyor. DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) 2020 yılındaki verilere göre yaptığı hesaplamada brüt asgari ücretten yapılan kesintilerle asgari ücretli, parasının yalnızca yüzde 66,6’sını harcayabiliyor. Bu hesaba göre 2020 yılında asgari ücretli bir işçi 365 günlük bir yılın 122 günü vergi ve kesintiler için çalışmış oldu. Türk-İş’in ekim ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre ise 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3.093 TL; yoksulluk sınırı ise 10.076 TL’dir. Bekâr bir işçinin yaşam maliyeti ise 3.772 TL olarak hesaplanmaktadır. 2001’de bir çeyrek altının satış fiyatı 10 lira 50 kuruştu. 2001 yılında net asgari ücretin aylık tutarı ile 9,74 altın alınabilirken 2021 ocak ayı itibari ile net asgari ücretle sadece 3,92 altın alınabilmektedir. 2016 başında Türkiye’de brüt asgari ücretin karşılığı 518 euroydu. Bugün ise bu rakam 317 euroya kadar düştü. Daha birçok istatistiksel veri sunmak mümkün… Bu veriler yaşanan yoksulluğu-yoksunluğu, sömürüyü ve işçi sınıfının yaşamını cehenneme çevirmeye ant içmiş bir avuç asalak patronu ve onların faşist iktidarını anlamamıza yardımcı oluyor. 

Türkiye’de asgari ücret; istihdam, enflasyon, ekonomik büyüme ve gelir dağılımını çok yönlü etkilemesinin yanında birçok eksiğiyle çözülemeyen bir problem haline gelmiştir. Türkiye’de çalışan asgari ücretli sayısının artması, asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesi, asgari ücret tespitinde ailenin dikkate alınmaması, asgari ücrete uygulanan yüksek vergi oranları ve kesintiler, asgari ücret artışlarının enflasyona endekslenmesi, bölgeler arasındaki farklılığın dikkate alınmaması, belirlenen asgari ücret seviyesinin düşük olması, asgari ücret tespitinde TÜİK’in asgari ücret önerilerinin dahi dikkate alınmaması ve asgari ücretin milli gelir artışının altında kalması, Türkiye’deki asgari ücretin başlıca sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunların çözümünü devletten, sermayeden ve de sarı-bürokratik sendikalardan beklemek beyhudedir. Sorunun kaynağı olanlar çözümde olmayacaktır. 

Türk-İş Başkanının “45 yıldır asgari ücret belirleniyor, bu yıl 45 yıla bedel bir yıl olacak” açıklaması; TÜSİAD başkanının gelir dağılımı adaletsizliği ve asgari ücret açıklamaları sıkışan sistemin açıklamaları olarak okunmalıdır. Kesenin ağzını açacağını ifade eden AKP, 2022 yılı için yaklaşık 3.500 TL tartışmalarıyla şimdiden sürecin önünü almaya çalışmaktadır. Abartarak sundukları rakamlarla 1 yıllık enflasyon farkı ve alım gücündeki aşırı düşüşün çok gerisinde olduğunu unutturmak istemektedirler. 

Görüldüğü gibi asgari ücret sorunu, ülkemizin işçi ve emekçilerinin; ülke nüfusunun yarıdan fazlasının etkilendiği bir gerçeklikte ele alınmayı şart koşmaktadır. Bu temelde de genel ve kararlı bir “talep politikası” oluşturulmak zorundadır. Bu kararlılığı ancak sınıf bilinçli işçiler ve sınıf sendikacılığı çizgisindeki sendikal örgütlülükler omuzlayabilirler. Ve süreç sadece asgari ücret konusunda değil işçi sınıfı ve halkın yaşamındaki birçok sorun için sınıfın öncülerinin rol amasını daha yakıcı bir ihtiyaç olarak ortaya çıkarmaktadır.

ShareTweetSendShareScanSend
Önceki Yazı

ABD FARC’ı ‘terör’ listesinden çıkardı

Sonraki Yazı

Türk savaş uçakları Bradost’u bombalıyor

Related Posts

Emek

Direnişteki DIGEL Tekstil işçileri yaşadıkları sorunları ve taleplerini açıkladı

14 Ağustos 2025
Güncel

Egemenlerin Krizi: Halka ve Doğaya Savaş

14 Ağustos 2025
Emek

Direnişi sürdüren Peri Tekstil işçilerine dayanışma ziyareti

13 Ağustos 2025
Emek

1 Mayıs’taki Taksim yasağı için “hukuka aykırı” kararı

13 Ağustos 2025
Emek

Hükümetten memura zam teklifi: 2026’nın ilk altı ayı için %10, ikinci altı ayı için %6

13 Ağustos 2025
Emek

SAG Hidrolik fabrikası önünde direniş başladı

12 Ağustos 2025
Sonraki Yazı
f1d3146703c8253ec4c91634b228e9c4

Türk savaş uçakları Bradost'u bombalıyor

Hakkımızda

Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi; işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

2024 Yeni Demokrasi – Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi | işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
  • Tüm Haberler

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler

Copyleft 2020, dizayn yeni demokrasi
İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz:[email protected]