Suruç katliamının 10. yıldönümüne giderken, katliamda ölümsüzleşen 33 düş yolcusundan Cebrail Günebakan mezarı başında anıldı. Katliamın 10. yılında Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde bulunan Günebakan’ın mezarı başında buluşanlar, Suruç katliamının Türkiye, Kürdistan halklarının ortak mücadelesini engellemek amaçlı olduğunu ancak katliamın hemen ardından yürütülen birleşik mücadelenin bu saldırıyı boşa çıkardığını hatırlattı.
ÇOK SAYIDA KİŞİ MEZAR BAŞINDA BİR ARAYA GELDİ
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Partizan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Elazığ ve Karakoçan örgütleri ve Günebakan ailesi olmak üzere çok sayıda kişi Günebakan’ın mezarı başında buluştu.
Anma, katliamın gerçekleştiği saat olan 11.50’de Günebakan şahsında 33’ler ve devrim şehitleri anısına saygı duruşuyla başladı. Anma sırasında “10. yılında Suruç İçin Adalet” dövizleri taşındı.
ÇELEBİ: ROJAVA’YI SAVUNAN YÜZ BİNLERCE ENTERNASYONAL DAYANIŞMACI VARDI
İlk sözü alan ESP MYK üyesi Orhan Çelebi, 20 Temmuz ve öncesinde yaşananları hatırlattı. 13 yıl önce Suriye’de bir iç savaş yaşandığını, Rojava bölgesinin büyük bir tehlike altında olduğunu ve soykırımla yüz yüze olduğunu belirten Çelebi, “Bu soykırım saldırısında Rojava kentleri yerle bir edilmişti. Ama Rojava halkı başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından oraya giderek Rojava’yı, Kobanê’yi savunan ve Kürt halkının yanında olduğunu ima eden yüz binlerce enternasyonal dayanışmacı vardı. ‘Kobanê düştü düşecek’ diyenler Kobanê’nin dimdik ayakta olduğuna, Kobanê halkının büyük bedeller ödeyerek kendi topraklarını, kendi ülkesini koruduğuna tanıklık etti. Şüphesiz Rojava halkı büyük bir zaferle çıktı ama on binlerce insanının bu mücadelede, bu uğurda canını feda etti. Ama özgürlüklerini, yönetimlerini kurdular, yeni bir yaşam kurdular” dedi.
‘KURULMAK İSTENEN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ YIKILMAK İSTENDİ’
Yakılan, yıkılan Kobanê’yi yeniden inşa etmek için Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerin, sosyalist gençlerin başlattığı “Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz” kampanyasına katılarak Kobanê’ye geçmek için Suruç’a geldiğini, geçiş işlemlerinin yapılmasını bekledikleri Amara Kültür Merkezi bahçesinde bombalı saldırıya uğradıklarını belirten Çelebi, “Kurulmak istenen kardeşlik köprüsü, DAİŞ’in bu saldırısıyla yıkılmak istendi ama yoldaşlarımız, gençlik, bu kardeşlik köprüsünü inşa etmek, oradaki çocuklarla yeni bir yaşamı kurmak, yeni bir hayatı yaratmak için Kobanê’ye giderek mücadeleye dahil oldu, hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.
‘ADALET MÜCADELESİNİ SAHİPLENMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Başta Suruç Aileleri İnisiyatifi olmak üzere 10 yıldır katliam faillerinin açığa çıkarılması, adaletin sağlanması için kesintisiz mücadele yürüttüklerinin altını çizen Çelebi, 17 Temmuz’da düzenlenen adalet gecesinde yüzlerce katliam mağdurunun yan yana gelerek “Suruç için adalet herkes için adalet” sloganının önemini açığa çıkardığını kaydetti. Çelebi, Suruç için yürütülecek adalet mücadelesini sahiplenmeye devam edeceklerini vurguladı.
KARAPOLAT: DÜŞLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ
Ardından DEM Parti Karakoçan İlçe Eşbaşkanı Bekir Karapolat söz aldı. Cebrail’i on binlerin katılımıyla uğurladıklarını ve acısını hala hissettiklerini dile getiren Karapolat, “Emin olun Cebrail çocukların düşlerini gerçekleştirmek istedi. 33 düş yolcusunun hayalleri buydu. Yaşatmaktı. Maalesef cani barbarlar 10yıl önce Cebrail ve 32 yoldaşını haince katlettiler. Düşlerini gerçekleştirmelerine engel oldular. Ama biz yoldaşları, yol arkadaşları olarak Cebrail ve yoldaşlarının düşlerin gerçekleştirene kadar mücadelelerine devam edeceğiz. Bir adım da geri atmayacağız” vurgusu yaptı.
SGDF: GENÇLİK ÖNDERİMİZİN BAŞINDAYIZ, DİMDİK BURADAYIZ
Son olarak SGDF adına Senem Polat söz aldı. “10 yıldır yüreğimizi ellerimize alıp bu mezarın başına geliyoruz; her düş yolcumuzun, her devrim şehidimizin mezarı başına geldiğimiz gibi. Bugün de 10 yıldır ne kadar unutturmaya çalışsalar da gençlik önderimizin mezarı başındayız, dimdik buradayız” diyen Polat, SGDF’liler olarak devrim şehitlerini andıkları için yıllardır yargılandıklarını, ancak yine de sosyalist gençliğin tahliye sonrası, gözaltı sonrası soluğu şehitlerin başında andığını söyledi. Polat, “Yüzyıl geçse de bu dava unutturulamayacak” diye vurguladı.
‘KORKUYU YENEREK GELİYORUZ MEZAR BAŞLARINA’
Etraflarına kurulan polis ablukasına tepki gösteren Polat, şöyle devam etti: “Amara Kültür Merkezinde alınmayan güvenlik önlemleri, düş yolcularımızın mezarı başında alınıyor. Biz onları on binlerle uğurladık, yine on binlerle anmak istiyoruz. Bu ablukalar karşımıza dikiliyor. Halkımızın bir tabiri var, ‘dosta güven, düşmana korku’ diye. Ben Suruç şehitlerini, Cebrail’i düşününce hep o tabir geliyor aklıma. Onların Amara’da katledilmek istenmesi ve ardından anmalarının engellenmek istenmesinin nedeni bu korkuydu. Biz bu korkuyu yenerek, delerek geliyoruz her yıl bu mezar başına.”
Kökleri Karakoçan’da olan Cebrail’in Gülsuyu’nda devrimcilerle tanıştığını ve ölümsüzleşen dek ömrünü devrim mücadelesine adadığını söyleyen Pektaş, “Hiçbir yerde duraksamadan, kendine güveni yitirmeden devrim koşusunu sürdürmüş. Amara Kültür Merkezinde son nefesini verene kadar o koşuyu sürdürmüş. Yeri gelmiş Gülsuyu’nda çetelere karşı mücadele vermiş, kurşunlanmış yine mücadelesine devam etmiş. Yeri gelmiş 19 Aralık katliamının hesabını sorduğu için, devrimcilerin hesabını sorduğu için tutuklanmış hapishanelerde o güveni devrimci tutsaklara vermeye devam etmiş. Yeri gelmiş Ege’ye gitmiş, yeri gelmiş Adana’ya gitmiş. Türkiye, Kürdistan’ın neresine gidersek gidelim muhakkak ki o bahsettiğimiz güzel özelliklerinden, niteliklerinden bir parçasını buluyoruz Cebrail’in. Gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz yoldaşları olduğumuz için. Bugün yine onların mezarı başındayız, yarın Amara Kültür Merkezinde olacağız. Söyleyeceğiz, ‘hiçbir düş yarım kalmayacak’. Onlar bir devrim yolculuğuna çıktılar, Türkiye-Kürdistan birleşik devrimine inandılar, yürüdüler, canlarını feda ettiler. Ama asla yoldan geri dönmediler. Biz onların kararlılığıyla birleşik devrim için yürümeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cebrail Günebakan’ın dayısı Mehmet Günebakan anmaya katılamadığı için kısa bir mesaj yolladı. Günebakan, düş yolcularını andığını söyledi.
Anma, Cebrail’in mezarı başına karanfil ve şeker bırakılmasıyla sona erdi.
