Suriye’deki Alevi katliamına karşı ÇHD Genel Merkezi başta olmak üzere şubesi bulunduğu birçok merkezde açıklama yapıldı.
İSTANBUL
İstanbul’da bir araya gelen kurumlar, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı.
Alevi kurumları da dahil olmak üzere 29 demokratik kitle örgütü, basın açıklamasına destek verdi.
Açıklamanın yapıldığı salona ”Suriye’deki Alevi soykırımının sorumluları ve emperyalist suç ortakları yargılansın” pankartı asıldı.
“İNSANCIL HUKUK ÇİĞNENDİ”
Basın açıklamasını avukat Yağmur Kavak okudu.
“Suriye’deki Alevi soykırımına, Türkiye’deki ve dünyadaki içbirlikçilerine izin vermeyeceğiz!” diyen kavak, şu açıklamayı okudu:
“Emperyalizm ve siyonizm işbirlikçisi IŞİD ve El-Kaide artığı selefi/vahabi çeteler Suriye’de Alevi soykırımına devam etmektedir!
ABD, İsrail ve bölgedeki işbirlikçilerinin doğrudan destekleri ve tüm dünyanın sessiz kalmak marifetiyle dolaylı destekleri ile Suriye’de Aralık ayından bugüne kadar;
– On binlerce Alevi sivil savaş suçları işlenerek vahşi işkencelerle katledildi
– Binlerce/ On binlerce Alevi kadın ve çocuk kaçırıldı, tecavüz edildi, köleleştirildi, satıldı
– Yüzlerce/Binlerce Alevi yerleşim yeri yakıldı, yıkıldı, yağmalandı
– Binlerce/On binlerce Alevi sivil zorla kaybedildi
– On binlerce Alevi yargılanmadan alıkonuldu, tutuklandı
– Yüz binlerce Alevi zorla yerinden edildi
– Yüz binlerce Alevi sistematik olarak işkenceye, insanlığa karşı suçlara, savaş suçlarına, soykırım suçuna ve türlü eziyetlere maruz bırakıldı.
– Özetle Suriye nüfusunun %15 kadarını oluşturan yaklaşık 4 Milyon Alevinin canı, malı, cinsel dokunulmazlığı ve özgürlüğü sömürgeci efendileri tarafından Vahabi çetelere helal olarak fetva edildi!
Üçüncü paylaşım savaşına giden süreç bütün sözde demokratik ülkelerin gözleri önünde, tüm uluslararası hukuk, insan hakları hukuku ve insancıl hukuk her gün çiğnenerek bu günlere gelindi. Bugün emperyalist devletlerin ve işbirlikçilerinin Filistin’de, Suriye’de, Lübnan’da, Yemen’de yahut diğer sömürülen topraklarda işledikleri savaş suçu, soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar ve uluslararası hukuk ihlalleri hakkında hiçbir mekanizma işletilmemektedir.
Ortadoğu’da 2010’lu yıllardan itibaren yoğun şekilde cihadist kukla örgütler vasıtasıyla emperyalizme ve siyonizme uşak iktidarlar yaratılmaktadır. Gelinen noktada bugün Ortadoğu’daki ülkeler, soykırıma uğrayan komşu ülke halklarına insani yardım dahi yapmaktan kaçınmaktadır. Daha da kötüsü soykırımcılarla askeri işbirliğini ve ticaret ilişkileri sürdürmekten de geri durulmamaktadırlar. Mezhepçi politikalar ve örgütler emperyalist sömürgeciliğin çıkarlarına hizmet etmektedir. Mevzubahis emperyalist sömürgecilik ve soykırım olduğunda cihadizmin siyonizmle ikiz kardeş olduğu görülmektedir. Tüm bu vahşet kesinlikle halkların değil, savaş tüccarı emperyalist katillerle onların yerli işbirlikçileri olan siyonistlerin, cihadistlerin, faşistlerin; ezcümle kapitalist sömürü paydaşlarının suçudur.”
“YENİ IŞİD’LERE SESSİZ KALAMAYIZ”
ÇHD, yapılan katliama ilişkin sorumluluğu olanlar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirtti. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“HTŞ rejimi ile bu rejimi destekleyen tüm kişi ve kurumlar Alevilere, Hıristiyanlara, Dürzilere, Şiilere ve diğer dini azınlıklara karşı işledikleri soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan derhal yargılanmalıdır! Bugün bu suçlar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Yürürlükte olan ulusal ve uluslararası hukukun gereği olarak failler ve işbirlikçileri görüldükleri yerde tutuklanmalıdırlar. Soykırımcıların resmi törenlerle ağırlanmaları da kabul edilemez bir başka suç ve katledilen yahut katliam riski altındaki tüm Aleviler için kabul edilemez bir hakarettir!
27 Haziran tarihinde Reuters’de yayımlanan habere ve mağdurların anlatımına göre Suriye’de HTŞ rejimi mensuplarınca kaçırılan Alevi kadınları için ailelerinden istenen fidyeler İzmir’de ve Mardin’de bulunan kişilere ve şirketlerin banka hesaplarına gönderilmektedir.
Medyaya yansıyan bilgilere göre 12 bin kadar kadın ve çocuğun kaçırıldığı ve serbest bırakılmaları için 1.500 ila 100.000-USD arasında fidye istendiği görülmektedir. Bizler bu vahşete maalesef IŞİD barbarlığından aşinayız. Yeni IŞİD’lere sessiz kalamayız!
Mağdur aileleri tarafından paylaşılan belge ve bilgilere dayalı olarak bu savaş suçlusu insan tacirlerinin Türkiye’deki işbirlikçileri hakkında da suç duyurusunda bulunulmuştur. Yargının derhal bu utanca son vermesi gerekmektedir.
Bizler bütün dünyanın gözü önünde süregelen bu soykırımı engelleyebilme mücadelesinin bir gereği olarak, daha önceden yapılmış olan soykırım ve nefret suçları şikayetlerinin ve bugün yapılan şikayetlerin hukuki akıbetinin takipçisi olacağız. Bütün demokratik kamuoyunu da süreci takip etmeye davet ediyoruz.”
ANKARA
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi de dernek binasında Suriye’deki Alevi soykırımına karşı basın açıklaması yaptı. Açıklamayı ÇHD Ankara Şube Başkanı Ceren Yılmaz okudu. Açıklamaya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe de katıldı.
“ALEVİ SOYKIRIMI FAİLLERİNE VE İŞBİRLİKÇİLERİNE GEÇİT VERMEYECEĞİZ”
Yapılan açıklamada, “Tüm dünya halkları, kendi ülkelerindeki emperyalistlerle, soykırımcılarla, savaş suçlularıyla ve işbirlikçileriyle hesaplaşmalıdır. Tüm dünya halkaları olarak hak ettiğimiz barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve refahı ancak ortak mücadelemizle kazanabiliriz. Alevi soykırımı faillerine ve işbirlikçilerine geçit vermeyeceğiz. Ülkemizi, bölgemizi ve dünyamızı Orta Çağ karanlığından birlikte koruyacağız” denildi.
İZMİR
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Alevi Soykırımı Çalışma Grubu, Suriye’de Alevilere yönelik devam eden saldırılara ilişkin ÇHD İzmir Şubesi binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Alevi kurumlarının yanı sıra kentte bulunan siyasi parti ve kurumlar da destek verdi. ÇHD katliamlara ve bölgede yaşanan insan kaçırma olaylarına karşı suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu.
Kurumlar adına konuşan Adalet için Hukukçular Üyesi Aytekin Aktaş, Suriye’de Alevi soykırımının devam ettiğini vurguladı. Aralık ayından bugüne kadar, on binlerce sivil Alevinin katledildiğini anımsatan Aktaş, “Binlerce/ On binlerce Alevi kadın ve çocuk kaçırıldı, tecavüz edildi, köleleştirildi, satıldı. Yüzlerce/Binlerce Alevi yerleşim yeri yakıldı, yıkıldı, yağmalandı. Binlerce/On binlerce Alevi sivil zorla kaybedildi. On binlerce Alevi yargılanmadan alıkonuldu, tutuklandı. Yüz binlerce Alevi zorla yerinden edildi. Yüz binlerce Alevi sistematik olarak işkenceye, insanlığa karşı suçlara, savaş suçlarına, soykırım suçuna ve türlü eziyetlere maruz bırakıldı. Özetle Suriye nüfusunun %15 kadarını oluşturan yaklaşık 4 Milyon Alevinin canı, malı, cinsel dokunulmazlığı ve özgürlüğü sömürgeci efendileri tarafından Vahabi çetelere helal olarak fetva edildi” dedi.
FİDYE PARALARI İZMİR VE MARDİN’DEKİ HESAPLARA YATIYOR
Tüm bunların uluslararası hukuk, insan hakları hukuku ve insancıl hukukun çiğnenerek yaşandığını söyleyen Aktaş, “27 Haziran tarihinde Reuters’de yayımlanan habere ve mağdurların anlatımına göre Suriye’de HTŞ rejimi mensuplarınca kaçırılan Alevi kadınları için ailelerinden istenen fidyeler İzmir’de ve Mardin’de bulunan kişilere ve şirketlerin banka hesaplarına gönderilmektedir. Medyaya yansıyan bilgilere göre 12 bin kadar kadın ve çocuğun kaçırıldığı ve serbest bırakılmaları için 1.500 ila 100.000-USD arasında fidye istendiği görülmektedir. Bizler bu vahşete maalesef IŞİD barbarlığından aşinayız. Yeni IŞİD’lere sessiz kalamayız. Mağdur aileleri tarafından paylaşılan belge ve bilgilere dayalı olarak bu savaş suçlusu insan tacirlerinin Türkiye’deki işbirlikçileri hakkında da suç duyurusunda bulunulmuştur. Yargının derhal bu utanca son vermesi gerekmektedir. Bugün bu suçlar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Yürürlükte olan ulusal ve uluslararası hukukun gereği olarak failler ve işbirlikçileri görüldükleri yerde tutuklanmalıdırlar. Alevi soykırımı faillerine ve işbirlikçilerine geçit vermeyeceğiz” diye konuştu.
KURUMLAR SÖZ ALDI
Ardından konuşan ABF Ege Bölge Sorumlusu Mehmet Bozkurt, “Aleviler için verilen ölüm fetvaları bugün gelinen düzeyde uluslararası göz kapamaya doğru gidiyor. İnsan hakları hukukundan beklentilerimiz vardı. Ama iktidarlar faşizmin eline geciyor. Bu nedenle emek ve demokrasi güçlerinin yan yana gelmesinden başka çare yok. Asla umutsuzluğa kapılmıyoruz” dedi.
DAD İzmir Şubesi Eş Başkanı Nebat Çelik de “Savaşlarda en çok kadın ve çocuklar mağdur oluyor. Kürtler ve Aleviler katledilince kimse ses çıkarmıyor. Alevi soykırımı devam etmiyor gibi bir algı var. Buna karşı örgütlenmemiz ve ses çıkarmamız lazım. Böylece kamuoyu da duyarsız kalamaz. Barışın konuşulduğu bugünlerde barışa en çok Alevilerin ihtiyaci var. Barışın etrafında kenetlenmemiz ve sahiplenmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
TÖP İzmir İl Sözcüsü Erkan Gökber ise “Demokratik gelecek için soykırım ve faşizm politikalarına son verilmeli. Böyle bir geleceğin inşa edilemeyeceğini görüyoruz. Tarihsel adımlar atılıyor, barışa dair umutlar yeşerdiği bir dönemdeyiz. Sürecin karanlık tarafını da görüyoruz. Buna karşı mücadele etmeliyiz” diye belirtti.
27 KURUMDAN İMZA
İmzacı kurumlar şu şekilde:
Adalet İçin Hukukçular
Alevi Bektaşi Federasyonu ve bileşenleri
Alevi Bektaşi Federasyonu Kadın Meclisi
Alevilerin Sesi Dergisi
Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi
Atak Dergisi
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve bileşenleri
Avrupa Arap Alevileri Federasyonu
Boğaziçi Üniversitesi Müdahil Mezunlar
Demokratik Alevi Dernekleri
Devrimci 78’liler Federasyonu
Ehlibeyt Kültür ve Dayanışma Vakfı
İzmir Çağdaş Avukatlar Grubu
İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği
İzmir Feminist Kolektif
Kadın Yazarlar Derneği
Jineps Gazetesi
KeKeMe Yayın Evi
Polen Ekoloji Kolektifi
Mersin Cemevi Kadın Komisyonu
Narlıdere Cemevi Kadın Meclisi
Samandağ Alevi Kültürünü Araştırma Derneği
Samandağ Kadın Dayanışma Derneği
Sovtna Gazetesi
Samandağ Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği
Yurtseverce Dergi Çevresi
Yurttaş Girişimi