Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 22 Ağustos 2024’te Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren işlenmeyen tarım arazilerinin kiraya verilmesine ilişkin yönetmelik, çiftçilerin tepkisine yol açmıştı. Düzenleme, iki yıl boyunca işlenmeyen tarım arazilerinin malikinin rızası aranmadan bakanlıkça kiraya verilmesini, kira bedelinin ve kiracının idarece belirlenmesini öngörüyordu.
Bu düzenlemenin iptali için Çiftçiler Sendikası (Çiftçi Sen) tarafından dava açıldı. Çiftçi Sen avukatı Fevzi Özlüer, yönetmeliğin ve dayanağı olan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na eklenen hükümlerin Anayasa’nın mülkiyet hakkı (madde 35), hak arama özgürlüğü (madde 36), sözleşme hürriyeti (madde 48) ile hukuk devleti ve ölçülülük ilkelerine aykırı olduğunu belirterek yürürlükten kaldırılmasını talep etti.
DANIŞTAY: MÜLKİYET HAKKININ ÖZÜNE DOKUNUYOR
Davayı inceleyen Danıştay 10. Dairesi, söz konusu kanun değişikliğinin “mülkiyet hakkı ve sözleşme özgürlüğünün özüne dokunduğunu, kullanımını imkânsız hale getirdiğini ya da ciddi surette engellediğini” vurguladı. Kararda ayrıca, getirilen sınırlamaların ölçülülük ilkesini ihlal ettiği, yasama yetkisinin devredilmezliği ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırılık taşıdığı ifade edildi.
Danıştay, düzenlemenin Anayasa’nın 2., 7., 13., 35., 36. ve 48. maddelerine aykırı olduğu kanaatine vararak Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca itiraz yoluyla dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
ÇİFTÇİNİN TOPRAĞI ELİNDEN ALINAMAZ
Kararı değerlendiren Çiftçi Sen avukatı Fevzi Özlüer, şunları söyledi:
“Danıştay kararında da belirtildiği gibi bu düzenleme çiftçiyi devre dışı bırakıyor, idareye sınırsız takdir yetkisi tanıyor ve mülkiyet hakkının özünü yok sayıyor. Köylülerin yıllardır dile getirdiği ‘topraklarımız üzerindeki tasarruf hakkımız elimizden alınıyor’ itirazı yargı önünde de doğrulanmış oldu. Çiftçilerin rızası olmaksızın toprağın kiraya verilmesi kabul edilemez. Gıda güvenliği, şirketlere devredilen arazilerle değil, köylünün emeğiyle üretime devam etmesiyle sağlanır.”
Özlüer, Anayasa Mahkemesi’nin de bu açık anayasa ihlallerini dikkate alarak düzenlemeyi iptal etmesi gerektiğini vurguladı.
(HABER MERKEZİ)