Gençlik örgütleri, üniversite öğrencileri ve liseli öğrenciler katledilişlerinin 53. yılında devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için İstanbul’da anma etkinliği düzenledi.
Aralarında Partizan’ının da olduğu kitle AKM önünde toplandı. Kitle sık sık “Denizlere Sözümüz Devrim Olacak”, “Liseliler Ayakta Denizlerin Yolunda”, Nehirden Denize Özgür Filistin”, “Yaşasın Öğrenci Dayanışması”, “Kürdistan’da Taş Atan Çocuklara Bin Selam”, “Filistin’de Taş Atan Çocuklara Bin Selam”, “Emperyalistler, İş birlikçiler 6. Filoyu Unutmayın”, “Gençlik Gelecek Gelecek Sosyalizm” sloganlarıyla Dolmabahçe’ye yürüdü.
KİTLE DİRENDİ VE YÜRÜDÜ
AKM önünü ablukaya alan polis, gençlere kaldırımdan yürümeyi dayattı, gençlik sloganlarla kaşılık verdi. Bir süre sonra polis yolu açmak zorunda kaldı.
POLİS GÖKKUŞAĞI BAYRAĞINI ÇALDI
Kitle beklerken liseli bir genç gökkuşağı bayrağı açtı. Polis gence saldırarak bayrağı indirdi. Ancak yürüyüş başlayınca liseli genç, tekrar bayrağı açtı. Polis birkaç kez bayrağa müdahale etti. Ancak, liseli genç gökkuşağı bayrağını indirmedi. Daha sonra polis, gencin elinden bayrağı alarak, uzaklaştı. Kitle, “Translar Ölürken Polis Neredeydi”, “Kadınlar Ölürken Polis Neredeydi” ve “Polis Simit Sat Onurlu Yaşa” sloganıyla polise tepki gösterdi.
SIRRI SÜREYYA UNUTULMADI
Yürüyüş boyunca devrimci önderlerin izinde yürüyeceğini haykıran kitle, 3 Mayıs’ta yaşamını yitiren DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder’i de unutmadı. “Sırrı’ya Sözümüz Devrim Olacak” sloganı attı.
“DENİZLERİ İDAM EDEN ZİHNİYET DEVAM EDİYOR”
Dolmabahçe’ye kadar yürüyen gençler, burada saygı duruşunda bulundu ve ardından basın açıklaması yaptı. Üniversite öğrencileri adına basın açıklamasını okuyan Yağız Karayel, devrimci önderleri darağacına yollayan düzenle bir kez daha hesaplaşmak için toplandıklarını belirtti.
Karayel, “Onları öldürenler, bu düzene karşı ayağa kalkan her sesi susturmak isteyenler hala iş başında. Bugün gençliği yoksulluğa, işsizliğe, çaresizliğe mahkûm edenler, o gün idam fermanını imzalayanlarla aynı zihniyetin devamıdır. Bugün üniversitelerimizi kayyumlarla teslim almaya çalışanlar, düşünceyi suç sayanlar, öğrencileri tutuklayanlar, Denizleri yargılayan mahkemelerin bugünkü temsilcileridir” dedi.
“DENİZ OLMAK BOYUN EĞMEMEKTİR”
Karayel, “barınamıyoruz” diyenlerin gözaltına alındığını, KYK’larda katledildiklerini, kampüslerin polis ablukasında olduğunu ve üniversitelerin iktidarın arka bahçesine çevrildiğini kaydederek, “Susmuyoruz. Çünkü biliyoruz: Deniz olmak, boyun eğmemektir” diye konuştu. “Bugün bu ülke halkı açlık sınırının altında yaşıyor. Gençler her gün ya intihar ediyor ya da ilk fırsatta bu ülkeden kaçmak istiyor. Kadınlar katlediliyor, LGBTİ+’lar hedef gösteriliyor, Kürt halkı susturulmak yok sayılmak isteniyor, 1 Mayıs’ta dahi işçiler katlediliyor” diyen Karayel, bu düzene karşı olduklarını ifade etti. Karayel, “Bu ülke ya özgür olacak ya da biz bu karanlığı parçalayana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“ENTERNASYONAL BARİKATI ÖRDÜLER”
Daha sonra Ecem Emen, öğrenci örgütleri adına basın metnini okudu. Enem, “Denizler, ’68’in kitlesel başkaldırısından ’71 devrimci kopuşuna uzanan süreçte, yalnızca üniversite sıralarını değil, fabrikaları, köyleri, Filistin’i de yurt edinerek düzenin karşısında örülen öncü bir cephe oluşturdular; emperyalizmin 6. Filosunu denizlere gömdüler; işçi sınıfıyla, köylüyle, ezilen halklarla enternasyonal barikatlar ördüler” dedi.
Devrimci önderlerin devrim ateşinin fitilini yaktığını belirten Emen, “Kuşaklar boyu yol gösterecek görkemli bir mücadele mirası bıraktılar; bugün o mirasın taşıyıcıları bizleriz” dedi.
“BU DÜZENE SON VERECEĞİZ”
Emen, “Biz mahallelerin öfkeli gençliği, liseliler, üniversiteliler olarak antifaşist fiili meşru mücadele mevzilerini kurarak; kampüslerimizi, kentlerimizi, geleceğimizi karanlığa sürükleyen kuşatmayı parçalayacağız. 19 Mart’ta Deniz Gezmiş’in üniversitesinde barikatların aşılmasıyla başlayan boykotlarda, forumlarda, yürüyüşlerde ve grev direnişlerinde büyüyen dalga, Denizlerin yarattığı devrimci değerlerin bugünkü eserleridir. Biliyoruz ki bu dalga, örgütlü bir sel gibi tüm memlekete yayıldığında karanlığın duvarları kaçınılmaz olarak yıkılacaktır” diye konuştu. “Biz, gençliğin birleşik mücadelesini kampüs kampüs, fabrika fabrika, mahalle mahalle örerek faşizme öldürücü darbeyi vuracağız” diyen Emen, bu sömürü düzenine son verecek bir direniş yaratacaklarının sözünü verdi.
Emen, “Denizlerin ve Mahirlerin teslimiyet bilmeyen nabzı hala İstanbul Üniversitesi’nde, ODTÜ’de, Saraçhane’de, Taksim’de, Filistin’de, Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında atıyor. Burjuva medya ve parlamentarist siyaset Denizlerin devrimci iradesini ‘gençlik hevesi’ olarak küçümsemeye ne kadar çabalarsa çabalasın, devlet ve sermaye baskıyı ne kadar tırmandırırsa tırmandırsın, Denizleşen gençliğin büyüttüğü korku onların kâbusu olmaya devam edecektir; çünkü zulüm devam ettiği müddetçe isyan ateşi de sönmeyecektir” dedi.
(ETHA)