Pencap’ın Sangrur kentinde, Chhattisgarh’ta Hindistan Komünist Partisi (Maoist) Genel Sekreteri Basavaraj ve 26 yoldaşının katledilmesini protesto etmek için miting ve halk toplantısı düzenlendi. Şehit düşen Maoistler anıldı.
Anmaya Pencap eyaletinin dört bir yanından çiftçileri, işçileri, gençleri, devrimci-demokrat platformları temsil eden 40’tan fazla kuruluş katıldı.
“Yeşil Av Operasyonuna Karşı Demokratik Cephe”nin düzenlediği etkinlikte konuşan Dr. Navsharan, katliamların şirketlerin doğal kaynaklar üzerindeki kontrolü için yürütülen acımasız bir savaşın parçası olduğunu söyledi.
Katliamın, Hint egemenlerinin kendi halkına karşı onlarca yıldır sürdürdüğü savaşın korkunç yüzünü ortaya koyduğunu söyledi. Anmada Bastar ve diğer kabile bölgelerindeki faşist güçlerin “Naxalizmle mücadele” adı altında yürüttükleri katliamcı askerî saldırılara tepki gösterildi. Dr. Navsharan yaptığı konuşmada “2009 yılından bu yana faşist Hindistan devleti Adivasilere karşı etnik açıdan yıkıcı bir saldırı başlattı. Katliamlar, toplu tecavüzler, çocuk cinayetleri, köylerin tamamen yıkılması sıradanlaştı. Bastar da dahil olmak üzere birçok bölge, doymak bilmez açgözlülük tarafından yönlendirilen küresel şirket madenciliğinin çıkarlarını korumak için militarize edildi.” dedi.
Navsharan, insansız hava araçları ve helikopterlerle yapılan bombalamaların, çatışmaların ve sivillerin Maoist olarak etiketlenmesinin yerli toplulukları yerinden etmek ve bastırmak için kullanılan taktikler olduğunu söyledi. Sömürücü ve yıkıcı kalkınma projelerine direnen binlerce kabile ve devrimcinin hapishanelerde çürütülmek istenmesine duyduğu öfkeyi dile getirdi. “BJP hükümetinin Mart 2026’ya kadar ‘Naxalizmi ortadan kaldırma’ hedefi, kurumsal sömürünün önünü açan faşist bir stratejinin parçasıdır. Bu ‘kalkınma’ modeli şiddet yanlısı, halk düşmanıdır ve bunu reddetmeliyiz” diye vurguladı.
Dr. Navsharan şiddetin Maoist ve diğer silahlı hareketlerden kaynaklanmadığını, bunun yerine kökleşmiş sistemsel adaletsizlik, baskı ve eşitsizliğin bir sonucu olduğunu açıkladı.
Cephenin sözcüsü Dr. Parminder Singh ise “Maoistleri, kırsaldaki kabileleri katlediyor ve ülke çapında demokratik sesleri bastırıyor; bunlar devlet destekli terörizmin iki yüzüdür” dedi. Pencap’ta demokratik güçlerin, kitlesel şiddet rejimine karşı güçlü ve birleşik bir ses yükseltmesine ihtiyaç olduğunu söyledi. Jeond, Chandbhan veya Sangrur’da demokratik mücadeleleri bastırmak için saldırılarını artıran Pencap’taki Bhagwant Mann hükümetini eleştirdi. Eyalet hükümetinin politikaları, BJP liderliğindeki merkezi hükümetle karşılaştırıldı.
Buta Singh Mehmoodpur tarafından sunulan aşağıdaki kararlar ve talepler halk toplantısında kabul edildi:
- Kabile bölgelerindeki İHA saldırıları, sahte çatışmalar ve diğer kitlesel şiddet ve cinayet biçimleri derhal durdurulmalıdır.
- Paramiliter kamplar kaldırılmalı ve özel güvenlik güçleri bu bölgelerden çekilmelidir.
- Yerel halkı yerinden eden şirket odaklı ekonomik model reddedilmelidir.
- Kabilelerin suya, ormanlara ve toprağa ilişkin doğal hakları tanınmalıdır.
- Kamusal hareketlerin yasadışı olarak etiketlenmesine ve muhaliflerin bastırılmasına derhal son verilmelidir.
- Halk karşıtı politikalara direndikleri gerekçesiyle hapsedilen tüm siyasî tutsaklar ve yargılananlar dahil sivil kişiler serbest bırakılmalıdır.
- Devlet baskısının aracı olarak işlev gören NIA (Ulusal Soruşturma Ajansı) kaldırılmalıdır.
- Uydurma vakalara dayalı saldırı ve tutuklamalar derhal durdurulmalıdır.
Halk toplantısında 27 Maoistin yargısız infazı kınandı ve bunların BJP hükümetinin devrimci güçleri fiziksel olarak ortadan kaldırmak için gerçekleştirdiği kasıtlı bir katliam olduğu belirtildi. Kararda, tarihin Hindistan egemenlerine önemli bir ders verdiği uyarısı yapıldı. Halk toplantısında sömürü sistemleri var olduğu sürece insanların dönüşüm için mücadele etmeye devam edecekleri vurgulandı. Toplantıda Modi hükümetine askerî operasyonları ve yargısız infazları derhal durdurması ve Hindistan’ın karşı karşıya olduğu ciddi sorunları ele almak için HKP (Maoist) ve diğer silahlı devrimci güçlerle anlamlı bir diyaloğa girmesi çağrısı yapıldı.
(HABER MERKEZİ)
