15 Ağustos, Cuma
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Anasayfa » Toprakla, Emekle ve Kendimizle Yüz Yüze

Toprakla, Emekle ve Kendimizle Yüz Yüze

15 Ağustos 2025
içinde İZLENİM
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsappTelegram
Google Haberler Google Haberler Google Haberler
ADVERTISEMENT

Bazılarımız için yeni, bazılarımız içinse tanıdık bir yolun yolcusuyuz. Hepimiz yoldaşlardan köy çalışmalarına dair anlatılanları uzun uzun dinleyerek geldik bu yolculuğa. Şimdi ise o anlatıların içindeyiz: emek sürecine doğrudan katılacağımız, öğreneceğimiz, eksiklerimizle ve zaaflarımızla yüzleşeceğimiz; disiplini, sabrı, günü ve yarını birlikte planlamayı tartışacağımız bir sürecin ilk günündeyiz.

Daha baştan disiplinin yalnızca bir organizasyon aracı değil, kolektif yaşamın ruhu olduğunu kavrıyoruz. Emekle ve üretimle kurduğumuz ilişkide, bireyci alışkanlıklarımızın yerini birlikte karar alma, birlikte hareket etme ve birlikte üretme zorunluluğu alıyor. Kolektif yaşam, disiplinli yaşamdan ayrı düşünülemiyor; sabah kaçta kalkacağımızdan, yemeğin nasıl yapılacağına, kimin hangi işi üstleneceğine kadar her detayda bu disiplin sınanıyor ve şekilleniyor. Bu disiplin üretimi sürdürmenin olduğu kadar, aramızdaki güveni ve politik bağı güçlendirmenin de temel koşulu haline geliyor. Her sabah birlikte uyanmak, birlikte sofraya oturmak, birlikte yola koyulmak bir ritme değil, kolektif bilince dönüşüyor.

Aklımızda net planlar var: Ne zaman uyanacağımızı, sabah sporu yapıp tarlaya hangi saatte gideceğimizi, eğitim çalışmasına nasıl başlayacağımızı, ne zaman dinleneceğimizi, yemekleri nasıl organize edeceğimizi “biliyoruz.” Ancak bir su motorunun çalışmaması ne anlama gelir, toprağı sulayamamak yaşamımızda neye tekabül eder henüz bilmiyoruz.

Köylünün üretim döngüsünü anlamaya çalışıyoruz. Burada, küçük ve orta ölçekli üretim yapan aileler çoğunlukta. Temel geçim kaynakları buğday ve ayçiçeği gibi mevsimlik ürünler. Fakat bunlar çoğu zaman geçimi karşılamıyor. Bu yüzden pek çok aile şehir merkezlerinde pazarcılık yapıyor, sebze satıyor. Elde edilen gelir ise yıl boyunca süren borç döngüsünü kırmaya yetmiyor. Tarımsal üretim araçlarına sahip olsalar da bu araçlar mülkiyetin değil borcun yüküyle elde tutuluyor. Üstelik su sorunu yaygın ve herkesin ortak derdi.

İlk gün herkes büyük bir heyecanla çapaya sarılıyor. Kimimiz zarar verme kaygısıyla daha yavaş, kimimiz önceki deneyimlerin verdiği hızla, kimimizse işleri bir an önce bitirme telaşıyla aceleci davranıyor. Derken bir biber fidesi kopuyor. Ardından bir tane daha, sonra iki, üç… İlk günü dört kayıpla kapatıyoruz. Sayıya takılmıyoruz ama henüz köylünün emeğe ve ürüne nasıl yaklaştığını tam kavramış değiliz.

Günlerimiz biber, domates, kabak, pırasa tarlalarında, seralarda geçiyor. Çapayı, seracılığı, sulama sistemlerini, toprağı sürmeyi, fideyi ekmeyi ve sayısız başka bilgiyi öğreniyoruz. Fakat tüm bunların ortasında belki de en çok proleter yaşamı öğreniyoruz. Kolektif yaşamı nasıl kuracağımızı tartışıyor, zaaflarımızla ve eksikliklerimizle her an yüzleşiyoruz.

Her yoldaşta işi tamamlama isteği kuşkusuz var, ama işin sadece tamamlanmasından öte bir bütünlüğü olduğunu biliyoruz. Çapaya başlarken hangi sırayı seçiyoruz? Kolay olanı mı? İşimiz bitince kenara çekilip bekliyor muyuz, yoksa yoldaşımıza yardım etmeye mi koyuluyoruz? İşin parçasındaki emeğimizi, kolektifin bütününe ne kadar katabiliyoruz? “Yoldaşlar geri dönüp bize yardım eder” düşüncesi bizi tembelleştiriyor mu? Her akşam benzer soruları kendimize ve birbirimize soruyoruz. Bu kadar somut, elle tutulur örnekler üzerinden zaaflarımızı görmek ve tartışmak, faaliyet alanlarımızdaki liberal ve sekter yönlerimizi de gün yüzüne çıkarıyor. Çalışma boyunca sadece toprağı değil, birbirimizi ve kendimizi de yeniden tanıyoruz. 

Köyde Kadın Olmak

Tüm bu çalışmanın içinde, köyde kadın olmak bambaşka bir deneyimin kapılarını aralıyor. Köye vardığımız andan itibaren Anayla kurduğumuz ilişki hızla derinleşiyor. Kadın olmak, Türkiye’de kadın olmak, köyde kadın olmak üzerine uzun uzun sohbet ediyoruz. Sardunyanın, kardelenin inadından bahsediyoruz, “toprak taş olsa, fırtınalar kopsa bile bir yolunu bulur açar.” diyor. Bu sohbetler yalnızca yaşanmışlıkları dinlemek değil, aynı zamanda kendimize ve birbirimize ayna tutmak anlamına geliyor. 

Çapa makinesini çalıştıracakken, odun kıracakken, traktör tekerleklerini taşıyacakken ya da başka bir “ağır” işin ucundan tutacakken, dışarıdan yükselen o tanıdık sesi sık sık duyuyoruz: “Sen onu yapamazsın.” Bu cümle, yalnızca fiziki bir iş yapmaya dair değil; köyde kadına biçilen toplumsal rolün sınırlarına dair de çok şey söylüyor.

Ama bir yandan da görüyoruz ki köydeki üretimin her aşamasında yükü taşıyanlar kadınlar. Yaşları ne olursa olsun, bir an bile durmaksızın çalışıyorlar. Kadınlar hem üretimi omuzluyor hem de “yapamazsın” denilerek sınırlandırılıyor. Tanıdık ve bir o kadar da can yakıcı bir gerçek bu.

Yoldaşlar olarak işlerin eşit paylaşımı konusunda büyük bir özveriyle çabalıyoruz. Toplumsal cinsiyet rollerinin biz kadınları mutfağa, temizlik işlerine itmeye çalıştığı her anda, yanımızda o işi devralacak bir erkek yoldaşı buluyoruz. Bu bizim için bir dayanışma, yalnızca bir işi paylaşmak değil, aynı zamanda cinsiyetçi iş bölümüyle de kolektif bir mücadele anlamına geliyor.

Ananın bize ilk günlerden beri söylediği bir şey var: “Ne olursa olsun, ehliyet alın.” Başta sıradan bir öneri gibi geliyor ama birkaç gün geçince altındaki gerçeği daha net görüyoruz. Köyde bir kadının ehliyeti varsa, üretim araçlarıyla kurduğu ilişki değişiyor; hareket alanı genişliyor, güvencesi artıyor. Traktörü sürebildiğinde, arabayı kullanabildiğinde, yalnızca bir yerden bir yere gitmiyor; aynı zamanda kendi yaşamına yön verme gücünü de eline alıyor.

Köyde sık sık yaşanan erkek şiddeti karşısında kadınların bu araçlara sahip olması, hayatlarını kurtarmalarının da anahtarı oluyor. Günde yalnızca iki kez merkeze giden minibüsün geçtiği bir yerde, başına bir şey geldiğinde oradan çıkmanın tek yolu çoğu zaman ehliyete sahip olmak. Ehliyet bir belge değil sadece; bir can simidi, bir kaçış yolu, bir kurtuluş aralığı haline geliyor.  

Kadınların kırsalda yaşamla, üretimle ve mücadeleyle kurduğu ilişki hem ağır hem de öğretici. Biz de köyde kadın olmanın ne anlama geldiğini yalnızca gözlemleyerek değil, bizzat yaşayarak öğreniyoruz. Kadınlar burada hem emekçi hem de kadın olarak iki kat sömürülüyor: Üretiyorlar ama karar veremiyorlar; çalışıyorlar ama söz hakları yok. Bu gerçeklik, köyde üretimin bel kemiği olan kadınların mücadelemizdeki yerini daha iyi kavramamıza neden oldu.

Kolektif Emekle Yoğrulmak

Bu çalışmaya dair anlatacak çok şeyimiz var. Ama belirleyici olan, küçük burjuva yanlarımızla açıkça yüzleşmemizdi. Emekle iç içe geçen her gün, disiplini yalnızca bireysel bir sorumluluk değil, kolektif varoluşun zemini olarak kavradık. İş bölümünden karar almaya, planlamadan birlikte üretmeye kadar her adımda birbirimizin temposuna uyum sağlamayı; yeniden ve yeniden birlikte düşünmeyi öğrendik.

Bu köy çalışması, kolektif emekle nasıl dönüşebileceğimizi ve örgütlü yaşamın hangi temeller üzerine kurulması gerektiğini gösterdi. Disiplin, kolektif üretim ve bilinç birbirinden ayrı değil; her sabah çapanın başında, her öğlen güneşin altında, her akşam değerlendirmede iç içe örülen bir bütün olarak şekilleniyor.

Farklı türkülerle, çekingen adımlarla başladığımız çalışmanın son gününde pırasa ektiğimiz tarladan hep birlikte, aynı marşların coşkusuyla çıktık. Lenin’in Clara Zetkin’le sohbetinde söylediği gibi: “Büyük işler başarmak için büyük bir coşku gerekir.” Bu coşkuyu hissettik. Bu deneyimi, devrimci yaşamı kurmak ve büyütmek için bir araca dönüştürüyoruz. Eksiklerimizi giderme, zaaflarımızla mücadele etme ve kolektifi büyütme kararlılığımız, bugün bu coşkunun asıl taşıyıcısıdır.

Tags: EMEKtoprak
ShareTweetSendShareScanSend
Önceki Yazı

Pire Limanı’na demirleyen İsrail kruvaziyeri protesto edildi

Sonraki Yazı

TPAO istedi, kamulaştırma kararı çıkarıldı

Related Posts

İZLENİM

Saraçhane’nin Ardından

28 Mart 2025
İZLENİM

Nasrallah’ın Cenaze Törenine Tanıklık: “Asla Boyun Eğmeyeceğiz”

13 Mart 2025
Güncel

İslahiye’den İzlenimler

11 Mayıs 2024
Dersim Köylerinde Örgütlenme Çalışmaları
Güncel

Dersim Köylerinde Örgütlenme Çalışmaları

6 Ağustos 2023
IZLENIM 1 Mayisa Ibrahimin direnis muhru vurulmustur 01
İZLENİM

İZLENİM| 1 Mayıs’a İbrahim’in direniş mührü vurulmuştur

13 Mayıs 2023
Malatyadan Deprem Izlenimi 01
İZLENİM

Malatya’dan Deprem İzlenimi

28 Nisan 2023
Sonraki Yazı

TPAO istedi, kamulaştırma kararı çıkarıldı

Hakkımızda

Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi; işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

2024 Yeni Demokrasi – Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi | işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
  • Tüm Haberler

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler

Copyleft 2020, dizayn yeni demokrasi
İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz:[email protected]