25 Ağustos, Pazartesi
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Anasayfa » Üreticiyi Yutan Kara Delik: Şap Hastalığı

Üreticiyi Yutan Kara Delik: Şap Hastalığı

25 Ağustos 2025
içinde Emek, Güncel, Yazılar
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsappTelegram
Google Haberler Google Haberler Google Haberler
ADVERTISEMENT

Türkiye’de süt ve kırmızı et gibi hayvansal ürünlerin fiyatlarının pahalı olması ve sürekli artmasından dolayı hayvan yetiştiricilerinin sorunları, hayvancılıkta dışa bağımlılık gibi konular sık sık gündeme gelmektedir. Son dönemde küçükbaş hayvanlara ve çoğunlukla büyükbaş hayvanlara zarar veren şap hastalığı borç yükünden kurtulamayan üretici açısından daha da vahim bir tabloya yol açıyor. Baş edilemeyen şap hastalığı şu anda birçok bölgede yaygınlaşmış, hayvan pazarları ise 1 Temmuz’dan itibaren kapanmış durumda. Henüz soruna çözüm bulunamamış, üreticilerin ahırlarında hastalık dolaşırken ithal hayvanlar satın alınarak üretici bataklığa terk ediliyor.

ŞAP HASTALIĞI NEDİR VE NEDEN DURDURULAMIYOR?

Şap hastalığının etkeni Aphthovirüs virüsü olmakla beraber virüsün 7 farklı serotipi (ayrı antijenik tip) her serotipin de birçok varyantı (ayrı antijenik tiplerin genetik farklara sahip versiyonları) bulunuyor. Aphthovirüs virüsü hayvanların birbirine teması, hava yolu, hayvanların bir yerden bir yere taşınması, enfekte yem, su, malzeme, araç ve insanda dolaylı olarak taşınması gibi nedenlerden ötürü büyük alanlara yayılan bulaşıcı, viral bir hastalıktır. Tedavisi bulunmamakla birlikte hasta hayvanın ölüm riski düşük ise destekleyiciler uygulanıyor ve hastalığın yarattığı ikincil enfeksiyonlar için tedavi protokolü izleniyor. Süt veriminde uzun dönem azalmalar, canlı ağırlıkta gerilemeler, yavru atımları ve ölümler yaşanmakla beraber veteriner hekime yüksek ödemeler yapılıyor. İyileşmesi zor görünen hayvanlar ise kesime gönderiliyor. Hastalık zoonoz olmasına rağmen insanlarda büyük bir etki göstermiyor. Etler iyi pişirilip güvenli bir şekilde tüketilebiliyor. 

Türkiye’de şap hastalığıyla ilgilenmekle sorumlu Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kurumlarla koordineli çalışan laboratuvarlar ve Ulusal Şap Komitesi bulunuyor. Türkiye aynı zamanda konuyla ilgili uluslararası örgütlerle iş birliği yapıyor, şap hastalığına dair birçok “önlem” alınıyor. Ancak bu önlemlerin pratikteki karşılığı tartışmalı.  

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kurumların hayvan sağlığına ilişkin birçok yükümlülükleri bulunuyor. Ancak bu yükümlülükler yerine getirilmemektedir. 

Peki bu tıkanıklığa yol açan nedenler neler? Türkiye’nin emperyalizme bağımlı ekonomisi hayvancılığın gelişmemesine yol açmaktadır. Devlet kurumlarının hibe desteği ve kredileri ise bu koşulların geliştirilmesi anlamına gelmiyor. Hibe desteği ve kredilerle üreticilere “üret” denmektedir ancak bu “destekler”, üretim ihtiyaçları için gerekli olan malzemelerin maliyetini karşılamaya yetmemektedir. Dolayısıyla küçük ve orta üreticiden geleneksel bir hayvan bakımını üstlenerek sıtmaya razı gelmesi beklenmektedir. Devlet kurumlarının imkânlarından en fazla faydalananlar ise hayvancılığı tekelinde bulunduran büyük çiftlik sahipleridir. Geriye kalan üreticiler tüm bu imkânlardan ya yoksun ya da erişemiyor. Devletin bağımlı ekonomiye hizmet eden politikaları tekelleşmeyi ve zenginleşmeyi yaramaktadır. Bu da devletin et ve süt kurumlarının şirketlerle ve büyük çiftlik sahipleriyle arasındaki ilişkilerinin içeriğini açığa çıkarmaktadır. 

Öte yandan sorun yalnızca “önlem” planlarına rağmen şap hastalığının tedavi edilmemesi değildir. Şap hastalığından mustarip üreticiler de hem maddi hem manevi boyutuyla güvencesiz kalmaktadır. Zira üretici hastalıktan kaynaklı hayvanların telef olması, hastalığın diğer hayvanlara bulaşması, hayvan pazarında hayvanların değerinin düşmesi gibi güçlüklerle boğuşmakta, gelecek sezon için yeniden buzağı ya da inek, dana alımı yapmak zorundadır. Bu da önceki sezonda şap dolayısıyla elde edilemeyen kârın yeni sezona ciddi bir zararla girilmesi anlamına gelmektedir. Hal böyle olunca üreticiyi şap hastalığının tedavisi ve yeni hayvan alımı için büyük bir borç yükü beklemektedir.

Hastalık etkeni virüsün serotiplerinin ve serotip varyantlarının çok olması hastalıkla mücadelede zorlayıcıdır ama bağlayıcı durmuyor. Hastalığın kontrolü ve bitirilmesi doğrudan bakanlığın, bakanlığa bağlı kurumların işleyişindeki sıkıntıyı gösteriyor. Karantinalar uygulanmıyor, hayvan hareketleri hayvan pazarları kapatılınca durdurulacak sanılıyor. Sahada araştırmalar yapılmıyor, numuneler alınmıyor. Hayvan kayıtları ve sağlık raporları nadir yapılıyor. Kurumların hastalığı durdurmadaki başarısızlığı ortadayken ve en azından üretici zararlarını karşılayabilecekken dahi bu yapılmıyor.

HAYVANCILIĞIN DURUMU

Tarım giderlerindeki artmaya bağlı olarak üretilen yem fiyatlarında da artış görülüyor. Yalnızca son bir ay içerisinde sadece kesif yeme yüzde 5’lik zam yapıldı. 50 kiloluk bir torba yem, 680 liradan 720 liraya çıktı. Yine yağış durumuna bağlı olarak beyaz samanın kilosu 2,5-4 lira ile geçen seneye göre yüzde 40’lık artış gösteriyor. Mera yetiştiriciliğiyle (ekstansif) geçimini sağlayanlar kuraklıktan dolayı ekstra yem almak zorunda kaldıklarından ekonomik olarak zorlanmaktadırlar. Yine doğanın talanından dolayı aşırı sıcaklardan ve parazitlerin artışından kaynaklı yaşanan hastalıklarda artış görülüyor. Hastalıklara karşı mücadelede veteriner ilaç maliyetleri artış gösteriyor. 1 Ağustos 2025 itibarıyla Ulusal Süt Konseyi tarafından çiğ süt tavsiye fiyatı 18 lira 35 kuruş olarak belirlendi. Belirli işlemlerden geçen süt, marketlerde 30 ila 45 lira arası değişen fiyatlarla satılıyor. Et ve Süt Kurumu’nun 21 Temmuz 2025’ten itibaren 1 kilo karkas et için belirlediği fiyat 331 lira. Yine etin market fiyatı ortalama 800 liradır. Üreticiden alımda belirlenen fiyatlar özel firmalardan kaynaklı daha aşağılara düşmektedir. Örneğin köylerde küçük çaplı işletmeleri olan ailelerin doğrudan büyük firmalarla bağı olmadığından, ürettiği sütü peynire çevirip şehirdeki bakkallara satıyor veya küçük firmalara düşük fiyatlara satıyor. 

Büyük hayvan çiftlikleri büyük firmalarla anlaştığı için küçük üreticiler düşük fiyatta satım yapmak zorunda kalıyor. Büyük, orta ve küçük işletmeler ürettiklerini kapasitelerine göre fiyat belirlemektedirler. Devletten yine işletmenin üretim kapasitesi artıkça hayvan başına alınan süt, buzağı, bakım destekleri ve hibeler artıyor. Tabii bu “destek ve hibelerde” adil davranılmıyor; büyük üreticinin büyümesi teşvik edilirken küçük üreticinin kapısına mühür vurulmak isteniyor. Devletin verdiği “destekler” ve belirlenen piyasa alım fiyatları kurtarmadığı için birçok üretici hayvancılık kredilerine başvuruyor. Kredi alabilen hayvancılar bir süre daha işletmesini ayakta tutabiliyor ama sonunda ödemeler ile baş edemeyip ya işletmeyi küçültüyor ya da iflas ediyor.

DÜĞÜME DÖNÜŞEN ÜRETİM

2025 yılı Tarım ve Orman Bakanlığına ayrılan bütçe 135 milyar liradır. Yılın ilk yarısı için harcanan 89,7 milyar liranın yalnızca yüzde 18,7’si hayvancılığa ayrılmıştır. 2024 yılında bütçenin yaklaşık yüzde 22,6’sı hayvancılık için harcanmıştı. 2025 yılı için gerçekleştirilen bütçe görüşmelerinde söz alan İbrahim Yumaklı, konuşmasında hayvancılık için yapılan desteklemeler ve iyileştirmeleri ele almıştı. Yumaklı, “destek ve iyileştirmelerin” bu yıl da devam edeceğini vurgulamış, TİGEM’de yer alan büyükbaş hayvan rezervlerinin küçük işletmelere verileceğine dair bir projeden söz etmişti. Kırsalda Bereket adı altında bu yıl çıkarılan projeye başvurmayı zorlaştırıcı kriterler başvuru ödemelerini yüksekliği ve kamuda evrak toplama-verme süreçlerinin zorluğu ile gündeme geldi. 60 bin damızlık, gebe, etçi ve yetiştirilmesi zor olan yabani hayvan verilmesi planlanan projede başvurular 28 Şubat’ta tamamlanıp 30 Mayıs’ta sayısı 4351 olan hak sahipleri açıklandı. Yalnızca 14 hak sahibine 235 damızlık hayvan verildi. Böylece projenin bir kandırmacadan ibaret olduğu anlaşıldı; üreticiler başvuru ödemeleriyle soyuldu. 

Son olarak Yumaklı, bütçe görüşmelerinde “Şap hastalığı vaka sayısını yüzde 78 azalttık”, “Şap hastalığını bitirmeye kararlıyız” demişti ve gelinen süreç ortadadır. Şapın telef ettiği hayvan sahiplerinin feryatlarına her gün şahit oluyoruz. Hastalıktan dolayı hayvanlarını mezbahaneye gönderen üreticinin kesim fiyatlarının belirlenmemesinden şikâyetçi olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte sağlık kontrollerinin kâğıt üzerinde yapıldığı ifade edilen ithal hayvanların sayısındaki artış herkesin malumu. Ucuza ithal edilip kesilen hayvanlar piyasaya sunuluyor. Et fiyatlarını düşürmek için yapıldığı söylenen ithalat, halkın sağlığı pahasına “tatlı vurgunların” revaçta olduğunu gösteriyor.

Tags: hayvan pazarlarışap hastalığı
ShareTweetSendShareScanSend
Önceki Yazı

Siyonist İsrail Nasır Hastanesi’ne saldırdı: 4 gazeteci katledildi

Related Posts

Güncel

Partizan 2 Eylül Festivali çalışmalarını sürdürüyor

24 Ağustos 2025
Güncel

Danıştay: Bakanlığın arazi kiralama yetkisi Anayasaya aykırı

24 Ağustos 2025
Emek

Memur sendikaları hakem heyetine başvurmayacak

24 Ağustos 2025
Dünya

Boeing’de grev nedeniyle savaş uçağı üretimi durduruldu

24 Ağustos 2025
Güncel

2 Eylül Festivali’nin programı açıklandı

23 Ağustos 2025
Dünya

Gazze’de kıtlık ilan edildi: 281 kişi açlıktan yaşamını yitirdi

23 Ağustos 2025

Hakkımızda

Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi; işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

2024 Yeni Demokrasi – Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi | işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
  • Tüm Haberler

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler

Copyleft 2020, dizayn yeni demokrasi
İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz:[email protected]