[responsivevoice_button voice=”Turkish Male” buttontext=”Makaleyi dinle “]
Geçtiğimiz günlerde iş cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. 19 yaşındaki Yasin Demirdağ Sefine Tersanesi’nde Velika Express adlı şirketin konteyner gemisinde yüksekten düşerek hayatını kaybetti. Konu ile ilgili tartışmalar ve açıklamalar hâlâ sürerken olay anına ve sonrasına ait çeşitli görüntüler yayınlandı. Olaydan 4 gün sonra yayınlanan videoda Yasin Demirdağ yere düştükten sonra İş Güvenliği görevlileri emniyet kemeri takmaya çalıştı. Buna karşı işçi arkadaşları İSG görevlilerine müdahale etti. Müdahale eden 35 işçi işten çıkarılırken tersane yönetimi tarafından Yasin Demirdağ’ı suçlayıcı açıklama yapıldı.
PATRON, İŞ GÜVENLİĞİ DEĞİL İŞÇİ SUÇLU!
Tersanenin açıklamasının bir kısmı şöyle “Yapılan ilk tespitlere göre meydana gelen üzücü kazanın sebebi; Yasin Demirdağ’ın emniyet kemeri üzerinde olmasına rağmen bunu kullanmaması, kemerin güvenlik lanyardını (kancasını) bağlamadan çalışması, çalışma izni verilen bölgenin dışında olması İSG birimine haber vermeden bölgesini değiştirmesidir.” Açıklamaya ek olarak Yasin Demirdağ’ın 9 Ağustos tarihinde 3 Nolu Ambar bölgesinde emniyet kemersiz çalıştığına dair birkaç adet yazılı ihtar, “ramak kala olay” ve “tehlikeli durum bildirim formu” görseli eklendi. Sefine Tersanesi Yasin Demirdağ olayından yaklaşık 7 gün önce de resmen “yine tedbirsizdi” diyerek manipülasyonlarına devam etmiştir. Yasin Demirdağ’ın 9 Ağustos tarihinde uygunsuz çalıştığına dair tutulan tutanaklarda kendi imzasını da içeren yazılı ihtar formu ve İSG eğitimine katılım formu bulunmaktadır. 16 Ağustos tarihinde saat 13.00 sularında olay gerçekleşmiş ve olaydan iki saat önce saat 10.55’te Yasin Demirdağ yine güvenlik lanyardını (kancasını) takmadığına dair yazılı ve görsel, tespit tutanakları mevcuttur. 10.55’te tutulan tutanakta Yasin Demirdağ’ın kendi imzasını da içeren yazılı ihtar formu neden doldurulmamıştır? İSG eğitimine neden gönderilmemiş ve kendi imzasını da içeren eğitim formu neden doldurulmamıştır? Bu sorular bizi tek bir soruya götürüyor…
Açıklamada verilen yazılı ve görsel tespit, tutanaklar Yasin Demirdağ öldükten sonra mı dolduruldu?
TERSANE DEĞİL KOMPRODOR BURJUVAZİNİN ARKA BAHÇESİ!
Sefine Tersanesi 2008 yıllarında iktidarın “Beşli Çete”sinden biri olan Kolin Holding’in yüzde 30 hisse almasıyla yükselişe geçti. O dönemlerde Binali Yıldırım ulaştırma bakanıyken, Erdoğan ise başbakandı. Kolin İnşaat tersane sektörüne girdikten sonra ne hikmetse kısa sürede öne çıkıp 2019 senesini 160 milyon euro ciro yaparak 2020’yi ise cirosunu 200 milyon euroyu bularak kapatabiliyor. Genel söylentilere göre tersanenin Binali Yıldırım ve ailesinin olduğu yönünde ve iddiaların haklılık payı var. 4 bine yakın çalışanıyla, taşeronlarıyla Sefine Tersanesi yine ne hikmetse defalarca kez Ulaştırma Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı’nın işlerini yapıyor. İhaleye bile çıkmayan çeşitli gemi/bot/tekne/denizaltı işleri direkt olarak Sefine Tersanesi’nde yapılıyor. Sadece bununla kalmayıp Osmangazi Köprüsü’nün çelik ayak/viyadükleri, İstanbul Havalimanı’nın çelik işlerini bu tersane yapıyor. NB14 Nene Hatun Acil Müdahale Gemisi, Denizde İkmal/Muharebe/Destek Gemisi, Aselsan/Havelsan imzalı sualtı/suüstü insansız deniz araçları gibi işlerde de Kolin Holding’in iktidardan aldığı payın, giderek katladığı sermayesinin büyüklüğünü gösteriyor.
İŞ KAZASI DEĞİL CİNAYET!
Yalova Sefine Tersanesinin Yasin Demirdağ’ın hayatını kaybetmesinin ardından yaptığı açıklamalar sömürü düzeninin vahşetini göstermektedir. Taşeron işçiliğin yoğun olduğu tersane sektöründen buna benzer “kazalara” çok sık rastlıyoruz. Hepsinin ortak yönü ise daha fazla kâr uğruna yapılan daha fazla sömürü düzeni… Güvencesiz, kötü koşullarda çalışmak zorunda bırakılan işçiler hayatını kaybettiğinde bile suçlu ilan edilebiliyor! Yasin’in katili bu sömürü düzenin faillerinden biri olan Yalova Sefine Tersanesidir.