30 Haziran, Pazartesi
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Anasayfa » Yeni Anayasa Tartışmaları

Yeni Anayasa Tartışmaları

30 Haziran 2025
içinde Yazılar
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsappTelegram
Google Haberler Google Haberler Google Haberler
ADVERTISEMENT

Devlet Bahçeli’nin Meclis’te Dem Parti ile tokalaşmasını izleyen, Öcalan’a “demokratik siyaset çağrısı” içeren radikal çıkışıyla devam eden ve nihayetinde PKK’nin fesih kararıyla boyutlanan “Terörsüz Türkiye, Millî Birlik” süreci “yeni anayasa” tartışmalarını da yeniden ısıtmaya başladı. PKK’nin fesih kongresini izleyen günlerde Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum’un “Yeni dönem Türkiye’yi her bakımdan güçlendirecektir. Demokrasi ve hukuk alanında kapsamlı reformların yapılacağı, ulusal ve yurtsever demokrasi hukukunun somutlandığı yeni bir aşamaya geçileceği herkesin kabulündedir. Görüldüğü üzere Kurtuluşla başlayan, Cumhuriyetin ilanıyla tescillenen Kuruluş sürecimiz, Terörsüz Türkiye’ye geçişi takiben ‘yeni anayasa’ başta olmak üzere kapsayıcı reformların yapılmasıyla tamamlanacaktır” çıkışına Numan Kurtulmuş’un desteği anayasa tartışmalarını yeniden alevlendirdi. 

Meşruiyet Sorunu

Şu bir gerçek ki “Darbe Anayasası” olarak bilinen 1982 Anayasası’nın özellikle siyasî çevrelerce meşruiyeti bakımından daima sorgulanmış, dolayısıyla itibarsızlaştırılmıştır. 1980 Askerî Faşist Cunta (AFC) gölgesinde, “referandum” aldatmacasıyla dikte edilen “‘82 Anayasası” o süreçten bugüne halkın yaşamına karabasan gibi çöken tüm hak gasplarının, emek sömürüsünün, özelleştirmelerin bilcümle tüm politikaların temel direğini oluşturmuştur. 

Emperyalistlerin TC’yi yeniden şekillendirmesi ve devrimci muhalefetin bastırılması politikasıyla yaşam bulan AFC anayasası, değişen dengeler, TC’nin yeniden dizaynı, iç çelişkiler ve yönetememe krizinin ekonomik krize paralel süreklilik kazanması ile birleşerek mevcut tartışmaları dayatmıştır. TC’ye, efendileri tarafından biçilen role uygun bir reform kadar, içeride süren klik dalaşının da buna ihtiyacı göz ardı edilmemelidir. Mevcut anayasa tartışmalarında öne çıkan başlıkların tümünde, emperyalistlerin ve onlara uşaklıkta yarışan kliklerin çıkarları belirleyici olurken, halkın gerçek talepleri, ihtiyaçları ve istemleri ise yok sayılmaktadır. 

Bu anayasanın genel niteliği ve özü, burjuva-feodal sınıfların ihtiyaçlarına göre defalarca revize edilmiş olsa da hiçbir zaman değişmemiştir.

Gelinen aşamada “yeni anayasa” tartışmaları AKP-MHP blokunun kan kaybı yaşadığı bir süreçte kurumsal yapısını güçlendirme hamlesi olarak da tartışılmaktadır. Daha dar anlamda ise bu tartışma Recep Tayyip Erdoğan’ın “bir kez daha aday” olabilmesine olanak yaratmak içindir. 

PKK ile görüşmelerde de içerili olan “yeni anayasa” sorunu elbette AKP-MHP blokunun güç tesisini aşan boyuttadır. Emperyalizmin yeniden dizayn politikası anlaşılmadan egemen sınıfların PKK ile masaya oturmak zorunda kalmasının da anlaşılamayacağı gibi, “yeni anayasa” tartışmaları da tam olarak anlaşılamayacaktır. PKK’nin siyasal çizgisi bir yana egemenlerin barış masasına oturmasında gerek Orta Doğu’da gerekse de Afrika’da ABD emperyalizminin stratejik konumlanışı ve uzun zamandır bu çerçevede TC’ye biçtiği rol belirleyicidir. Özellikle Suriye’deki gelişmelerle beraber TC’yi ulusal hareket ile “barış”a iten sebepler “yeni anayasa” politikasını da etkilemektedir. 

Elbette, klik dalaşı çerçevesinde şekillenen yönetim erki, kendi siyasal ve sosyal konumlanışını güçlendirmeyi ve geleceğini sağlamlaştırmayı amaçlamaktadır. “Yeni anayasa” tartışmalarına yön veren olgulardan biri de budur. Devlet mekanizması içerisinde klikler, kendi yönetim erklerini tesis edebilmek için tüm alanlarda karşı karşıyadırlar, “anayasa” tartışmaları da buna katılmış durumdadır.  Özellikle AKP-MHP blokunun emperyalizmin çıkarları temelinde şekillenen “yeni anayasa” tartışmalarına kendi rengini vermesi klikler dalaşının doğası gereğidir. Süreç tam da buna uygun ilerlemektedir. Ancak bu klik dalaşında muhalefet bloğunun AKP/MHP blokunu zayıflatmak uğruna ilk 4 maddeyi tartışmasının karşılık bulduğu pek söylenemez. Çünkü “Kemalizm düşmanı” olduğu ileri sürülen AKP’nin temsil ettiği kliğin TC’nin kurucu kodlarıyla esaslı bir sorunu yoktur. Başından itibaren karşıt klikleri temsil etseler de AKP kliğine giydirilmek istenen “Osmanlıcılık” gömleğinin AKP’ye bol geldiği birçok pratikte kendisini göstermiştir. Kemalizm devletin kuruluş kodlarını temsil ettiği derecede AKP’nin de fiili çizgisidir. Siyasal alanda sağladığı üstünlüğe rağmen AKP’nin devletin temel kodlarını değiştirmek yolunda hareket etmediği aşikârdır. Buna ihtiyaç duyulmadığı açıktır. Bu ihtiyaç hasıl olduğunda ise kliklerin değil, emperyalistlerin çıkarları belirleyici olacaktır. Aksi zaten sistemin köklü değişimidir. Bu da ancak bir devrimle gerçekleşebilecektir. 

Emperyalist efendilerinin TC’den beklentilerinden birisi iç istikrarını sağlamasıdır. Ancak siyasal ve iktisadi kırılganlık toplumsal muhalefetin sürekli ve etkin varlığını koşullamaktadır. Öte yandan emperyalist sermaye önündeki pürüzlerin giderilmesi gerekmektedir. Bölgesel gerginlik ve hatta savaş koşullarında “İleri karakol” rolünü daha iyi oynayabilmesi için TC’nin pratik alabilmesine ihtiyaç vardır. 

Tüm bunlar “darbeci bir anayasadan” kurtuluşu değil, “yeni anayasanın” güncel gelişmeler ışığında burjuva-feodal sınıfların ve efendilerinin çıkarları için yeniden şekillendirilmesi anlamına gelmektedir. Hangi klik olursa olsun egemen sınıflar bu noktalarda ortaklaşmaktadır. Ancak kendi siyasal klik çıkarları gereği bu değişimden kendileri paylarına yararlanmaya çalışmaktalar. İktidar kliği bugünkü avantajını efendilerinin izin verdiği ölçüde sonuna kadar değerlendirme çabasındadır. Diğer kliğin muhalefeti buna karşı şekillenmektedir. Bunun en kullanışlı aparatı hep şoven duygular olmuştur. Anayasa’nın ilk dört maddesi tartışmaları da şoven histerinin köpürtülmesine hizmet etmek ve hasmını zayıflatmak amacı gütmektedir. 

Irkçı-şoven-tekçi zihniyetin en berrak temsiliyetini bulduğu ilk dört madde, bir anlamda AKP-MHP blokunu zayıflatma çabası için gündemleştirilmektedir. Bunun için en kullanışlı alan Kürt ulusunun kurtuluş mücadelesinin varlığı dolayısıyla ulusal kimliktir. Anayasa tartışmaları çerçevesinde özellikle CHP’nin içindeki “ulusalcı” kanat ile Zafer Partisi ve İyi Parti gibi açıkça ırkçılık yapan odaklar, DEM Parti üzerinden Kürt halkına saldırılarını artırmışlardır. Bu kesimler, anayasanın değişmesi tartışmalarında “Kürtlerle anayasa yapılmaz” söylemiyle, şovenizmin rafine halini sergilemekteler. DEM Parti’nin adı geçince “bölücülük”, “terör” gibi söylemlerle Kürt ulusunun meşru hak ve taleplerini şeytanlaştıran bu çevreler, Türk şovenizmini anayasa metninde daha görünür kılma çabasındadır. İlk dört madde üzerinden yürütülen tartışma, aslında anayasanın “ruhu” dedikleri faşist devletin temelini muhafaza etme çabasıdır. Bu maddelerde geçen “devletin şekli cumhuriyettir”, “tek millet, tek bayrak”, “Atatürk milliyetçiliği” gibi ifadeler, halkın demokratik iradesini yok saymakta, Kürt ulusunu yok saymakta ve ezilen tüm sınıfların sesini bastırmaktadır.

Elbette “barış görüşmeleri” etrafında “yerel yönetimler yasası” gibi tali noktalar üzerinden kimi değişiklikler öngörülmektedir. Ancak bunlar anayasanın temeline dokunan, “üniter yapısını”, “tekçi-şovenist” ruhunu boşaltan değişimler olmayacaktır. AKP-MHP blokunun PKK’nin fesih kararından sonra yaptığı açıklamalar tekçi-şoven politikanın sürdüğünü açıkça göstermiştir. “Cumhuriyetin kuruluş aşamasında ve kurtuluş savaşında kurucu öznelerden” biri olarak Kürt ulusunun “Fesih kongresinin millî birlik ruhunu güçlendireceği” vurguları “ulusal inkârı” içermektedir. Bu anlamda AKP-MHP bloku ile muhalefet blokunun şoven-tekçi zihniyeti korunmaktadır. Geriye siyasal klik çatışmalarının anayasa tartışmalarına yansıması kalmaktadır. 

Tamamen egemenlerin kendi çıkarları etrafında şekillenen “yeni anayasa” tartışmaları her halükârda ortaklaşma zeminini taşımaktadır. Karşı karşıya gelmeler ise hangi kliğin “yeni anayasa” oluşumuna kendi rengini vereceğinin savaşıdır. Karartılan ise halk düşmanı, halkı yok sayan, emperyalistlerin ve yerli uşaklarının çıkarlarını koruyan “yeni anayasa”nın ayrıntılarından halkı uzak tutma çabasıdır.  

Bu nedenle bugün yürütülen anayasa tartışmalarında halk yoktur; ne işçi sınıfının sömürüye karşı talepleri ne köylülerin toprak gereksinimi ne gençliğin geleceksizliğe karşı direnişi ne de kadınların eşitlik mücadelesi… 

Bugün emekçi sınıfların önünde tek bir seçenek vardır: Örgütlü ve devrimci mücadeleyi yükseltmek! Gerçek bir halk anayasası, ancak yeni bir halk iktidarının, Demokratik Halk İktidarının ürünü olacaktır.

Tags: anayasa
ShareTweetSendShareScanSend
Önceki Yazı

Diyarbakır’da Sivas Katliamı anması yapıldı

Sonraki Yazı

Bodrum S Tipi Hapishanesinde bir tutsak yaşamını yitirdi

Related Posts

Yazılar

Our Polar Star Is One!

25 Haziran 2025
Yazılar

Kutup Yıldızımız Bir!

25 Haziran 2025
Kadın

Ezilenin Yanında Olmak

22 Haziran 2025
Güncel

Filistin Direnişi Bir Turnusol Kâğıdı: Direniş Boğulmayacak

21 Haziran 2025
Görsel Tasarım: The Cradle
KOLEKTİF DOĞRULTU

Haksız İsrail Saldırılarına Karşı Halkın Kurtuluşu Yolunda Devrim

20 Haziran 2025
BİLİM

Egemen Sınıf Anlatılarından Arındırılmış Tarih Devrim Çağrısıdır

19 Haziran 2025
Sonraki Yazı

Bodrum S Tipi Hapishanesinde bir tutsak yaşamını yitirdi

Hakkımızda

Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi; işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

2024 Yeni Demokrasi – Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi | işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
  • Tüm Haberler

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler

Copyleft 2020, dizayn yeni demokrasi
İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz:[email protected]