17 Haziran, Salı
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler
Yeni Demokrasi Gazetesi
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle

Anasayfa »  TKP/ML: Emperyalizmin ve Siyonizm’in Saldırı ve Savaş Kışkırtıcılığına Dur Diyelim!

 TKP/ML: Emperyalizmin ve Siyonizm’in Saldırı ve Savaş Kışkırtıcılığına Dur Diyelim!

17 Haziran 2025
içinde Güncel
Facebook'ta PaylaşX'te PaylaşWhatsappTelegram
Google Haberler Google Haberler Google Haberler
ADVERTISEMENT

Proletarya Partisi, Siyonist İsrail’in 13 Haziran’da İran’a yönelik başlattığı saldırılara dair bir açıklama yaptı. “Emperyalist savaş kışkırtıcılığı ve saldırganlığına karşı daha örgütlü ve mücadeleci hatta seferber olalım. Emperyalizme ve Siyonizm’e dur diyelim.” denilen açıklama tkpml6.net sitesinde yayımlandı.

“Emperyalizmin ve Siyonizm’in Saldırı ve Savaş Kışkırtıcılığına Dur Diyelim!” başlıklı, TKP/ML MK-SB imzalı açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Siyonist İsrail, 13 Haziran’ın ilk saatlerinde İran’a yönelik kapsamlı bir saldırı gerçekleştirdi. İran İslam Cumhuriyeti’nin üst düzey askerî yetkililerini hedefleyen saldırıda, Genelkurmay ve Devrim Muhafızları başkanlarının da aralarında bulunduğu 20 askerî uzman ve yetkili öldürüldü. 15 Haziran’da ABD ile İran arasında gerçekleşecek nükleer görüşmelerinin 6. turundan hemen önce bu saldırı gerçekleşti. Saldırı, içeride istihbarat yapılanması ve hava kuvvetlerinin desteğiyle gerçekleşti. İran ise bu kapsamlı saldırıya karşı aynı günün akşamında füze saldırısıyla yanıt verdi. İsrail, üst düzey devlet bürokrasisine yönelimini devamında nükleer tesisler, silah depoları, yakıt depoları, havalimanları ve hiç kuşkusuz sivil alanları da içine alacak şekilde kesintisiz sürdürmektedir. İran ise sadece balistik füzelerle Hayfa, Tel Aviv, Kudüs ve birçok kenti hedefleyen saldırılar ile yanıt vermektedir. Siyonist İsrail, tarihinin en ağır ve sert askerî yanıtıyla karşı karşıyadır.

“ABD emperyalizminin bölgede kanlı hançeri olan Siyonist İsrail, 7 Ekim 2023’te Filistin Direnişinin El-Aksa Operasyonu sonrası bölgesel savaş kışkırtıcılığının baş aktörü olmuştur. Gazze başta olmak üzere tüm Filistin’i yerle bir ederek on binlerce Filistinliyi katlederken saldırılarını Lübnan’a taşımıştır. Yemen, Suriye, Irak ve İran’ın da hedefi olduğunu ilan etmiştir. İbrahim Anlaşmaları ve Eylül 2023’te imzalanan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru Anlaşması, Filistin’in tabutuna artık son çivilerin çakılmasını da içermektedir. Bu anlaşmalarla oluşturulmaya çalışılan askerî-politik-ekonomik dengeleri El-Aksa Tufanı direnişi adeta altüst etmiştir. Bu direniş, ABD-İngiliz emperyalizmini ve Siyonist İsrail’i bölge planlarında olabildiğince saldırgan bir pozisyona hızla sürüklemiştir. ABD emperyalizmi ve Siyonist İsrail, 7 Ekim 2023’ten sonra çıkarlarına direnç gösteren tüm güçleri tasfiye etmeye yönelmiştir. Bu, imha ve zayıflatma politikasıyla birlikte yürütülmektedir.

“Emperyalistler; Filistin, Lübnan, Irak ve Türkiye’de sürdürülen ulusal kurtuluş mücadelelerini direniş gösterdiği için zor yoluyla ya da rıza ile tasfiye edilecek hedefler haline getirmiştir. Hiç kuşkusuz bu durum sadece bölgeyle sınırlı değildir. Hindistan’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir alanı içine almaktadır. Bu bölgelerde ulusal ve sosyal temelde mücadele yürüten tüm direnişçi güçler uzlaşmayla (PKK vs.) ya da askerî yollarla (HKP(Maoist), Hamas, Hizbullah vs.) tasfiyenin hedefi durumundadır.

“Bunun yanında özellikle ABD emperyalizminin ekonomik ve politik çıkarlarına uyum sağlamayan devletler de bu yönelimin bir parçası durumundadır. Bu devletlere yönelimin temelinde ise emperyalist rakipleriyle kıyasıya mücadele yatmaktadır. Emperyalistler arası çelişkiler yoğunlaştıkça, hegemonya savaşımı tırmandıkça, dün ‘tahammül gösterilen’ devletler, ortaya çıkan politik imkânlarla birlikte bölgesel savaş da göze alınarak tasfiye güncellenmiştir. Bunun ilk adımı Suriye’de hayata geçmiş, Suriye teslim alınmış ve gericiliğin kalesi olan HTŞ ve Colani’ye emanet edilmiştir. Irak, Yemen ve nihayet İran’ın da hedef olduğu bilinen bir gerçektir. Bu gerçek, Siyonist İsrail tarafından açık olarak ve askerî hedeflerinin bir parçası olduğu ifade edilerek dile getirilmekteydi. Bu devletleri “varoluşsal bir tehdit” olarak tanımlayan İsrail, aynı zamanda ABD emperyalizminin bölgeyi dizayn etme hamlesinin koçbaşı durumundadır.

“Siyonist İsrail’in, ABD emperyalizminin bölgedeki hegemonyasını güvence altına alma planına süreci hızlandıracak şekilde aktörleştiği söylenmelidir. Son saldırının ABD bilgisi ve yönlendirmesi olmaksızın mümkün olmayacağı görülmelidir. ABD-Rusya görüşmelerinde ‘barış oyunu’ oynayan Trump’ın, tıkanan sürece İsrail aracılığıyla yanıt vermesi durumu yaşanmıştır. Bölgede sınırların ve kimi devletlerin değişimine dair politik hedeflerin de en önemli halkası İran’dır.

“Şimdi Siyonist İsrail, uzun süreli bir hazırlıkla (istihbarat, içeride güçlerini konumlandırma vs.) planladığı anlaşılan, İran devletinin ve onun askerî kanadının çökertilmesini içeren saldırı kampanyasını başlatmıştır. Saldırı, en üst kademelerin imhasıyla başlamış ve aynı biçimde sürdürülmektedir. İran devleti, kadrolarını korumada ve olası saldırılara hazırlıkta yetersiz kalmıştır. Siyonist barbarlar, İran içlerinde ve hava sahasında askerî bir üstünlük kurarak saldırısını sürdürmektedir.

“Burada en önemli nokta, bu tip saldırganlığın iki devlet arasında topyekûn bir savaş hâline dönüp dönmeyeceğidir. Zira daha öncesinde de benzer saldırılara uğrayan İran devleti ‘kontrollü’ şekilde misilleme hakkını kullanmıştır. Nereye ve ne kapsamda saldırı düzenleyeceği, bunun savaş koşullarına yol açıp açmayacağını hesap ederek ‘kabul edilebilir düzeyde’ tuttuğu bilinmektedir. İran’ın 13 Haziran’daki Siyonist saldırıya verdiği yanıtın, önceki tepkilere kıyasla daha sert olduğu açıktır. Fakat kontrollü ve dengeli hareket ettiği, tüm imkânlarını kullanmadığı söylenmelidir. Siyonizm’in 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan darbe alan ‘güvenlik efsanesi’ şimdi İran füzeleriyle kan kaybetmeye devam etmektedir.

“Varlığı Filistin’in işgal edilerek Filistinlilerin yok edilmesi üzerine kurulmuş ve tüm bölge halklarına düşmanlıkla şekillenmiş Siyonist İsrail, suç siciline İran ve halkına yönelik gerçekleştirdiği saldırıyı da eklemiştir. Filistin ulusu başta olmak üzere bölge halklarına düşmanlığıyla kristalize olmuş İsrail, bölgenin yeniden şekilleniş sürecini örgütlemede saldırgan ve yıkıcı rolünü en güçlü şekilde oynamaktadır. Hiç kuşkusuz İran İslam Cumhuriyeti de kendi halkı başta olmak üzere egemenliği altındaki ezilen uluslara ve bölge halklarına yönelik işlediği suçlarla saldırgan, zulümkar, gerici bölgesel bir güç konumundadır. Her ne kadar ABD önderliğindeki Batılı emperyalistlerle derin ve güçlü çelişkiler yaşasa da Rus ve Çin emperyalistlerinin bir yarı sömürgesi durumundadır. Bölgede izlediği siyaset asla ilerici, tutarlı bir anti emperyalist çizgide değildir. Direniş ekseni adı altında oluşturulan hat, onun ve bağlı olduğu emperyalist güçlerin çıkarlarına bağlanacak şekilde ele alınmaktadır. İran’ın alameti farikası, kendi halkına, sınırları içindeki ezilen uluslara ve bölge halklarına yönelik suçlarını anti ABD’ci tutumuyla örtmeye çalışmasıdır. Ancak onun bu gerici gerçekliği, Siyonizm’in ve ABD emperyalizminin saldırısına maruz kaldığı gerçeğini ortadan kaldırmaz.

“Bu bağlamda da komünist, devrimci ve tüm ilerici güçler, iki gerici gücün çatışma ve mücadelesi karşısında saldırgan olan ve savaşı kışkırtan Siyonist İsrail ve ABD’yi hedefe koymalı, teşhir etmelidir. Mücadelede okun sivri ucu bunlara yönelmelidir. Gelişmeyi ‘Siyonist İsrail’in İran saldırganlığı ve savaş kışkırtıcılığı’ olarak değerlendirmek ve mücadelenin hedefine koymak esas olandır. Yaşanan durum, Siyonizm’in ve ABD emperyalizminin tüm bölgede hayata geçirdiği saldırgan çizginin bir sonucudur. Bölgesel ve emperyalist savaşın tetikçiliği İsrail’e ihale edilmiştir. Siyonizm bu rolüne uygun hareket etmektedir.

“Yaşanan saldırganlıkta İran savunma hattındadır ancak haklı olan tarafı temsil etmemektedir. Siyonizm’in bu saldırganlığı karşısında İran halkının ve Kürt ulusu başta olmak üzere ezilen ulusların İran rejimi etrafında kenetlenmesini salık vermek, sosyal ve ulusal kurtuluş mücadelelerine ihanet çağrısıdır.

“Ortaya çıkan derin politik çatışma, boşluk ve kaos içinde İran halkının Siyonist saldırıya karşı yoğunlaşırken, bağımsız çizgisiyle kendi egemenlerine karşı devrimci programla savaşım sürdürmesi meşru, hak ve görevdir. Yine Kürt ulusu başta olmak üzere İran sınırları içindeki ezilen ulusların her türlü emperyalist boyunduruk ve ezen ulus boyunduruğundan kurtulmak için mücadelesi, kurtuluş çağrısı haktır, görevdir. Aksi tutum, İran halkını gerici ve haksız olan bu savaşta sosyal şovenizme ve ezilen ulusları ise “saldırgan gücün savaş kışkırtıcı niteliğini gözetme” adı altında bağımlı ulus statüsüne mahkûm kılmaya hizmet eder. Bu koşullar içinde dahi İran’da halkın ve ezilen ulusların kurtuluş için isyan etme, savaşım sürdürme hakkı vardır. Siyonist saldırganlığa okun sivri ucunu yöneltmek, bu tutumla asla karşıt değildir.

“Siyonizm unutulmamalıdır ki saldırısını, İran gerici bir rejime dayandığı için gerçekleştirmemektedir. Başka ülkelerin bu türde gerici rejimleriyle uyumludur ve dosttur. Sorun, bölgesel ölçekte ABD ve Siyonizm’in çıkarlarıyla İran rejiminin çatışmasıdır.

“Siyonist İsrail, ABD emperyalizminin gölgesi altında, onun planlarına uygun olarak tüm bölgeyi sarıp sarmalayacak bir saldırganlık halindedir. İran saldırısı da bu yaklaşımın bir sonucudur. İran’a yönelik saldırısıyla eşgüdümlü olarak Yemen’i de hedef almıştır. Yemen devletinin askerî ve politik liderliği hedef alınmıştır. Siyonist İsrail, İran saldırısı sonrası ‘artık Tahran’a sürekli saldırmanın yolu açıldı’ demektedir. Bu son çatışma, Rusya ve ABD’nin anlaşmasıyla durdurulabilir. Siyonist saldırganlık ve İran’ın verdiği yanıt bölgesel ölçekte çatışma, mücadele ve gerginliğin büyümesinde, olgunlaşıp gelişmesinde yeni bir aşamadır.

“Bölgesel ölçekli savaşın kapıları ardına kadar açılmıştır. Uzlaşmalar geçici, çatışmalar ise daha da keskinleşecektir. Askerî, politik ve ekonomik hamleler bu saldırıdan sonra emperyalistler tarafından daha fazla yoğunlaşacak; emperyalist güçler arasındaki mücadele keskinleşecektir. Yine bölge devletleri arasındaki ilişkiler de bu hamlelere göre biçim alacaktır.

“Sonuç olarak, bölgesel savaşın şartları düne göre daha fazla olgunlaşmıştır. Bilhassa direniş hattında duran sosyal ve ulusal kurtuluş hareketlerine yönelen tasfiye saldırısı daha da güçlenecektir. ABD emperyalizmi ve uşakları, halklara ve ezilen uluslara ya tam teslimiyet ya da yok olma seçeneği sunmaktadır. İran’a yönelik saldırı, aynı zamanda bu mesajı da içermektedir.

“Siyonizm ve emperyalizmin, bölgeyi dikensiz gül bahçesine çevirme hevesi; halkları ve ezilen ulusları silahsızlandırma, örgütsüz ve dağınık bırakma stratejisine dayanmaktadır. Politik olarak köleleştirme ve kimliksizleştirme ise ideolojik kuşatmanın konusudur. Halklara ve ezilen uluslara, çelişkileri daha fazla derinleşirken bunu dayatmak sadece hayal görmektir. Emperyalizm, dünyayı sömürünün cenneti yapmak için yıkım, ölüm ve zulüm dayatmaktadır. Bu dayatma, halkların ve ezilen ulusların bağımsız eylemleri ve mücadeleleri ile dağıtılacaktır. Emperyalist savaş kışkırtıcılığı ve saldırganlığına karşı daha örgütlü ve mücadeleci hatta seferber olalım. Emperyalizme ve Siyonizm’e dur diyelim.”

(HABER MERKEZİ)

Tags: iranisrailTKP/ML
ShareTweetSendShareScanSend
Önceki Yazı

Soyut Kavramlarla Politika, Önderlik ve Kitle Gücü

Related Posts

Emek

Öğretmen Sendikası 25 Haziran’da Ankara’ya yürüyecek

17 Haziran 2025
Güncel

4 gazeteci tutuklandı

17 Haziran 2025
Güncel

Berkin Elvan vurulduğu yerde anıldı

16 Haziran 2025
Dünya

Siyonist İsrail, İran’da hastane vurdu

16 Haziran 2025
Dünya

Brezilya, Şili ve Meksika’da Filistin halkıyla dayanışma eylemleri

16 Haziran 2025
Dünya

Yunanistan’da anti emperyalist etkinlikler sürüyor

15 Haziran 2025

Hakkımızda

Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi; işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

2024 Yeni Demokrasi – Yeni Demokrasi’de yer alan yazı, fotoğraf ve haberler kaynak gösterilmek şartıyla kullanılabilir.
Yeni Demokrasi | işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen ulus ve milliyetlerin, geleceksiz bırakılan gençliğin, devrimci tutsakların ve devrimci basının sesidir.

İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz: [email protected]

  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
  • Tüm Haberler

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Kadın
  • Gençlik
  • Çevre
  • Kültür Sanat
  • Yazılar
    • ANALİZ
    • ANI – ANLATI
    • BİLİM
    • ÇEVİRİ
    • İZLENİM
    • KADIN
    • KOLEKTİF DOĞRULTU
    • MAKALE
    • MEŞA AZADÎ
    • POLİTİK – GÜNDEM
    • TARİHSEL BELLEK
  • Tüm Haberler

Copyleft 2020, dizayn yeni demokrasi
İletişim ve haber göndermek için e-posta adresimiz:[email protected]